iki oda,bir salon...bir başına,
bir ev olur mu?..
gölgede üşüdüğüm,
güneşte terlediğim bir dönemden geçiyorum...
teselliler,
temenniler boşuna...
sen iyisi mi,
beni sev olur mu!..
dünyayı,
bir bahçe olarak kabul edersek eğer...
sen bir fıstıksın içinde,
öbürleri at kestanesi...
bugün bir kelebek gördüm,kendini leylek sanıyordu...sırtlamıştı çalı çırpıyı,
bir çatıya taşınıyordu...
sen kelebeksin,
leylek değilsin diyecektim...
ağzıma geleni,
geri çektim...
sansın dedim,
kime ne olacak ki?..
ben de,
kendimi hep bir şey sanıyorum...
birine,
bir şey oldum mu tövbe!..
bir evin,
bir oğluyum /kızıyım/ hâlâ...
benden başka,herkesin akıllı olduğu şu dünyada...bazen,sırf yalnız kalmak için,
tutup da,
bir kuyuya,
bir taş atmak istiyorum...
sonra,
ya bir Yusuf varsa diyorum kuyunun içinde,
ya bir Yusuf'a değerse taşım!..
atmıyorum,
vazgeçiyorum...
sahi,
ne çok şey biliyor kardeşim,
ne çok şey biliyor komşum,
ne çok şey biliyor meslektaşım!..
her konuda bilgi maşallah,
her konuda yorum...
herkes bissürü şey öğrenmiş,
ben kös kös oturuyorum...
seni sorup duruyor bizim organlar,ne diyeceğimi bilemiyorum...burnum seni koklayamıyormuş,yüzüm seni gülemiyormuş çoktandır?..
bir tek bizim organlar mı?
teldeki kuş keza,
elmadaki kurt...
askıdaki ekmek mesela,
leğendeki tandır...
adın her geçende,
daha çok beklersin diyor,
cevize dalan bir sincap!..
gel hadi sevgilim,
gel de şu suratsız sincabı utandır!..
bir açıklama yap,
bir mazeret bildir!..
bak,
bu sana son uyarımdır sevgilim!..
gözlerin,
gözlerimin boşalma sebebidir...
gözyaşımızın hepsi bu değil,
bu yalnızca bir günde biriken...
develer tellal iken üzülmeye başladık biz,
pireler berber iken...
biz en son,
kolumuz kısayken şendik...
kolumuz uzayınca,
umuda uzanmaya üşendik...
rahat kara borsa,
sıkıntı gırla!..
ne atla erebildik muradımıza,
ne aygırla...
al satan Ali nerde,
bal satan Ayşe nerde?..
hadi parayı kaybettik,
peki ya neşe nerde?..
biz anca köpek dolaştırırız,
biz anca kedi kucaklarız...
yok,
ölem yok!..
biz çok çalışsa da,
elması hiç kızarmayan çocuklarız...
çok yoruldum sevgilim,
gel biraz koşalım!..
dualar kâr etmiyor,ister Elif de,ister Mim de!..kaptan da artık inkâr etmiyor,battı işte,
battı son gemim de!..
deniz fenerleri lüzumsuz artık söndürülsün,
iskeleler anlamsız artık yıktırılsın!..
zabıtlar tutulsun,
seyir defterleri kapansın!..
yüreğine ineceğim serin suların,
içine oturacağım...
asıl şimdi çırpınsın Karadeniz,
asıl şimdi çırpınsın!..