GÖZ GÖZE

ne vakit,

göz göze gelsek senle...

içimde bir çocuk,

ateşle oynar özenle...

çok sürmez,

yangın çıkarır velet!..

nerede bu itfaiye,

nerede bu devlet?..

haliyle,

iş başa düşer...

sen gözlerini kaçırırsın,

ben aklımı!..

umutlar rafa kalkar o an,

intihar planları masada olur...

ziyanı yok ama,

ziyanı yok sevgilim!..

senin gözlerin kızarmasın da,

benim başım yansa da olur!..

Mahmut Turan

NAZLICAN'A MEKTUP

saat gecenin on ikisi,

ve ben hâlâ uyumadım Nazlıcan!..

senlik bir şey yok ama,

saat gecenin on ikisi olduğu için uyumadım,

saat gecenin on üçü olsa kesin uyurdum!..

sahi,

sen beni gece on ikiden sonra hiç görmedin değil mi?..

görme ama,

görsen çıldırırsın!..

gece bekçileri,

sarhoşlar,

fahişeler gördü de ne oldu?..

karakollar niye çoğaldı sanıyorsun,

tımarhaneler niye doldu?..

babaannem hep derdi;

bu buzdolabını kim icat etmişse cennetlik valla!..

babaanne derdim,

bunu icat eden bir gâvur...

olsun derdi,

gâvur mavur!..

ben de saymadım ama,

şu sigarayı icat edene,

en az on kere dua etmişimdir bu gece!..

bu mektubu alır almaz,

cevapla Nazlıcan!..

yıllardır,

adresime faturadan başka bir şey gelmiyor!..

yeter ki,

yaz sen...

ilensen,

küfretsen bile,

bir şiir gibi okurum ben!..

sitem eder,

öperim kara gözlerinden!..

Mahmut Turan

SEN AKLIMA GELİRSİN

sen aklıma gelirsin,

içimdeki bilge Ferrari'sini satar...

gözlerim mesaiye kalır,

kalbim fazla fazla atar!..

penceremde bir perde açılır çok geçmeden,

karışık bir sahne başlar...

ne alaka bilmiyorum,

sahnede çelik çömlek patlar...

Uzunköprü kurulur,

İnebahtı yanar...

dolar tedavülden kalkar,

asgari ücret artar!..

içimde biri alkış tutar olan bitene,

biri önüne gelene giydirir!..

ki bilirsin,

bütün bunlar arasında,

beni en çok asgari ücret ilgilendirir!..

sen aklıma gelirsin,

rengim açılır birden,

yaralarım kapanır...

saçlarım uzar,

kollarım güçlenir...

sigarayı gayriihtiyari çoğaltırım,

ekmeği iradi azaltırım!..

ellerin en iyi tedbir benim için,

bir tutsam bir daha elden bırakmam!..

saçların Çukurova,

gözlerin Marmara...

yanakların mesela,

az edim ısıram gibi!..

akşamları bir hırka al üstüne,

kahveyi azalt hatırım için,

ilacını aksatma!..

kendine iyi davran,

ihmal etme sen seni!..

kurt kuzuyu sever mesela,

Kürt kırmızıyı sever...

annem beni sever,

ben seni!..

Mahmut Turan

EYLÜLDÜ

geceydi,

göz gözü görmüyordu,

eylüldü...

karanlıkta fark edilmek için,

çıkarıp bir sigara yaktık,

ateş ediyoruz sandılar...

kimi bıçak attı bize,

kimi keyfimizi böldü...

işler çığırından çıktı sonra,

başımız derde girdi...

gece boyu kan kaybetti yaşama sevincimiz,

sabaha karşı öldü...

yapraklar üstünü örttü olayın,

ağaçlar konuya eğildi...

hüzne bir aylık gebeydi zaman,

henüz cinsiyeti bile belli değildi...

kargalar kahkaha attılar çirkin sesleriyle,

millet halimize kıçıyla güldü...

yukarıda da belirtildiği gibi;

geceydi,

kız bizi görmüyordu,

eylüldü!..

Mahmut Turan

İÇERDEN HABER VAR

dudağımda bağıl bir uçuk yine,

gözümde mutlak bir nem!..

oysa,

nazar değmesin diye,

tencerenin karasını yüzüme sürerdi babaannem!..

babaannem,

rahat uyusun ama!..

nazar değil benimkisi,

bir iç kanama!..

göğsümde trafik sıkışıyor,

boğazımdan bir şey geçmeyince!..

bana patates kızartsın ama,

babaannem uyumadan önce!..

bir pencere,

dört duvar!..

saatin umurunda mı her şeye geç kalmışlığım,

takvime göre ne var?..

ağzımı bıçak açtı,

dudağımda yırtık var!..

içli bir türküm yoktu,

o da artık var!..

" içerden yar içerden,

yaram sızlar içerden!.."

Mahmut Turan

ACABA

şimdi,

evimizi arabamızı satsak...

hatta,

cep telefonumuzu da üzerine katsak...

hani,

şu diri diri gömüldüğümüz telefon var ya...

hani,

şu uzaktakini yakınlaştıran,

yakındakini uzaklaştıran telefonu...

küçükken,

diğer çocuklardan daha uzağa işediğimizde aldığımız keyfi,

satın alabilir miyiz acaba?..

gerçi,

bende ne ev var,

ne araba!..

bağışlayın beni,

saçmalıyorum işte böyle arada!..

Mahmut Turan