NESİNİ SEVELİM BU ÇAĞIN?

ağzımızda çakıl taşları,
dişlerimiz yokmuş gibi...
dost dilinde acı gerçekler,
düşlerimiz yokmuş gibi...
bir sırtındayız,
bir ağzındayız bıçağın...
nesine yanalım,
nesini sevelim bu çağın?..
bezirganlar,
fahişeler,
puştlar!..
nasıl da gülüyorlar halimize,
nasıl da hallerinden hoşnutlar!..
pusular,
çelmeler,
komplo teorileri...
önümüzde malum adamlar,
arkamızda birileri...
vefa bir adım geri çıksın,
ihanet bir ileri!..

Mahmut Turan

ŞAİR PARÇASI

sen bakma,
annemin bana paşa oğlum demesine!..
onun ki yalancıktan yahu,
onun ki öylesine!..
seni sevmeye başladığım ilk gün,
bütün apoletleri söktüm...
silahları terhis ettim,
ünvanları denize döktüm...
sesimi sana gelirken düşürdüm,
heybetimi dönüşte...
bir şair parçasıyım hepsi hepsi,
hüznün bütünü işte!..
bir buluttan nem kapıyorum şimdi,
öbüründe üşüyorum...
bu halde beni hiç itme sevgilim,
ben zaten kendim düşüyorum!..
melankoli denen bu meydanda,
karşındayım ahan da!..
ne bir piyon kullan bana,
ne bir at...
bir şah çeksen,
zaten mat!..
böyle de rezilim işte,
böyle de malamat!..
neler neler denmedi ki bana.
meczup dendi,
derbeder dendi,
berduş dendi...
dedim ya,
paşalık eskidendi...

Mahmut Turan

DUR İHTARI

daha uğrayacak çok günümüz var,
haftamız var,
ayımız var...
kürsülerde sözümüz var,
sofralarda nasibimiz var,
pastalarda payımız var...
kitabımın arasına umut saklamışım,
çorabımın içine,
ceketimin astarına...
yürü kalbim yürü,
uyma hiçbir dur ihtarına!..

Mahmut Turan

ANNEM İŞTE

bugün cumartesi.
ne saatle bakışıyorum,
ne iş stresi...
birazdan sokağa çıkarım ben,
birazdan şehre inerim...
elimde sigaram,
cebimde annemin ihtiyaç listesi...
arpa şehriye,
pul biber,
iki ekmek,
tuz...
iki kilo Arapgir üzümü,
bir hevenk yerli muz...
ve,
altında koşullu bir sipariş...
kırmızı mercanlı,
beyaz bir dolağ...
(paran varsa)
annem işte,
dolağından öptüğüm!..
cebimi karıştırdım,
cüzdanımı araladım...
param yoktu,
muzun üstünü karaladım...
(muz benim içindi)

Mahmut Turan

BU YARA

bu yara kendi yaram,
bu yara kira değil...
bu yarayı kendim seçtim,
bu yara kura değil...
bu yara bildiğin yaralardan değil,
bu yara bildiğin dermanla geçmez...
bu yara dikiş tutmaz,
bu yara zamanla geçmez...
bu yara su sızdırır,
bu yara su toplamaz...
bu yara koşar adım,
bu yara stoplamaz...
bu yaranın kabuğu kara değil,
bu yaranın altı irin değil...
bu yara alev alev,
bu yara serin değil...
bu yara ah dolu,
bu yara keşke birazcık da...
bu yara ırak değil,
bu yara şuracıkta...
bu yara gizli yara,
bu yara aleni değil...
bu yaranın bilmeyeni makbulümdür,
bu yaranın bileni değil...

Mahmut Turan

SIRTIMDA EL İZLERİ

nasıl da sevmiştim sizleri,
sevmenin ederi mi bu?..
sırtımda el izleri,
iyilerin kaderi mi bu?..
biriniz arkadan tuttu beni,
biriniz bıçağı sapladı...
biriniz boyumun ölçüsünü aldı,
biriniz çapımı hesapladı...
Ali geldi üstüme,
Ayşe geldi,
Alper geldi...
cetvel neyse de,
canımı en çok acıtan,
batırdığınız o mavi pergeldi...
düşlerim maviydi oysa,
umudum maviydi dersem?..
değil mi,
ben size dost da dediydim zannedersem?

Mahmut Turan

SÖVGÜLERİMLE!

sevgili günlük!
bugün yorgun argın döndüm eve...
Fuzuli'yi yalpalaya yalpalaya çıktım,
merdivenleri söve söve...
gergindim,
asabiydim...
ne ayakkabılarımı çıkarabildim,
ne montumu asabildim...
çantayı yere attım eve girince,
anahtarı masaya fırlattım...
düşe kalka,
kendimi salona zar zor attım...
yıkıktım,
bitkindim...
ne ayaklarımı yıkadım,
ne terliklerimi giydim...
biri oturttu beni,
biri sırtıma bişe koydu...
annem zıkkım içsin dedi yine,
komşum sarhoş teşhisi koydu!..
kargışlar lapa lapa yağdı üstüme,
sitemler ince ince...
sarhoş marhoş değildim oysa,
ayıktım yeterince...
sevgili günlük!
ne söylesem ayıp karşılanıyor artık,
ne yapsam kınanıyorum...
çok sürmez ben deliririm,
buna yürekten inanıyorum...
kendi aklımla yaptım ama her şeyi,
kendi ellerimle...
24 ekim salı,
sövgülerimle!..

Mahmut Turan

SEN NEYİN TRİBİNDESİN?

göz hapsine aldım hayalini,
gözlerimin önünden ayırmıyorum seni...
gözlerime sentetik bir bez tıkadım kaçmayasın diye,
kulaklarıma kadife sesini...
ya kaçmaya çalışıyorsun,
ya da çok zindesin...
bir bakıyorum masamın üstünde,
bir bakıyorum ceketimin cebindesin...
bir görüyorum otobüsteki koltukta,
bir görüyorum uçaktaki kabindesin...
sen şimdi ya deli dersin bana,
ya da şizofren...
bütün yaprak testleri başarıyla çözmüş adamım ben,
öğren artık öğren!..
benim kalbim aşk diyor,
benim mantığım özlem diyor buna,
senin ağzın ne derse desin!..
yahu!
sırf ikimizi çift göreyim diye,
gözlerimi bozdum ben,
sen neyin tribindesin?..

Mahmut Turan

NE OLACAK BU HALİM?

ağız eğdim,
dil döktüm...
teslim oldum,
diz çöktüm...
kaçsam,
ölecektim...
hüküm giydim,
el çektim...
kolumda serum var şimdi,
aklımda zorum var...
ey memleketim,
ey ahalim!..
sıkça sorulan bir sorum var,
cidden ne olacak bu halim?..

Mahmut Turan

YAZDAN KALMA BİR GÜN

dışarda yazdan kalma bir gün var,
ben akşamdan kalmayım yine...
havada aşk,
yerde gazel...
komik olma gönül,
kim niye sevinsin ki seni gördüğüne,
hava güzel mi güzel!..
yaşlılar güneşe serilir,
çocuklar at sever...
Orhan Veli mahvolur bu havada,
Ahmed Arif afat sever!..
kızlar cilve yapar,
oğlanlar peşinden koşturur...
öğrencilere ev ödevi verilmemiş bu havada,
hepsi evde boş durur...
dışarda yazdan kalma bir gün var,
ben akşamdan kalmayım yine...
ders aşk,
konu gazel...
güldürme beni gönül,
kim niye dövünsün ki senin öldüğüne,
hava güzel mi güzel!..

Mahmut Turan

YER GÖK HÜZÜN

gözlerin geldi aklıma.
göğe uzun uzun baktım,
yıldızları tek tek saydım...
kutup yıldızını adına zimmetlerdim,
dedim ben Tanrı olsaydım!..
gülüşün geldi aklıma.
aydede'nin koluna girdim,
ay ışığında karşıya geçirdim...
dolunayı hediye paketi yapın derdim,
inan biraz daha gökte kalsaydım!..
ellerin geldi aklıma.
bulutların üstünde gezdim hayalinle,
samanyolunda dinlendim...
başta neşeliydim akşam,
nedense sonda hüzünlendim....
gidişin geldi aklıma.
yüzümü gökten yere indirdim yavaş yavaş,
ayaklarıma baktım bir süre...
çıkardım bir sigara yaktım sonra,
içtim öksüre öksüre...
nasıl öksürdüysem artık,
küfür olarak algılamış ciğerlerim...
benzime sarı kart gösterdiler,
gözlerime direkt kırmızı!..

Mahmut Turan

BİZİM KALBİMİZ

bizim kalbimiz güneş görür,
bizim kalbimizden deniz görünür...
bizim kalbimizle yola çıkılır,
bizim kalbimizle yol yürünür....
bizim kalbimiz usul bilir,
bizim kalbimizde çocuk oyalanır....
bizim kalbimiz mahsul verir,
bizim kalbimizde hamur mayalanır...
bizim kalbimizden su çıkar,
bizim kalbimize çiçek ekilir...
bizim kalbimizden yol geçer,
bizim kalbimize bina dikilir...
bizim kalbimizde top oynanır,
bizim kalbimizde ip atlanır...
bizim kalbimizde kuş havalanır,
bizim kalbimizde kuzu otlanır...
bizim kalbimiz nota bilir,
bizim kalbimiz şiir okur...
bizim kalbimiz ATA bilir,
bizim kalbimiz kilim dokur...
zahmeti yok,
masrafı yok....
evrağı yok,
fotoğrafı yok....
kapısında köpeği yok,
kalesinde suru yok...
bizim kalbimize girmeyi düşünenler,
girin girin bir mahsuru yok!..

Mahmut Turan

SONRA ANLATIRIM

bu aralar,
hiçbir şakayı kaldıramıyorum...
bilmiyorum,
şakalar mı ağırlaştı,
kollarım mı güçsüzleşti?..
bende mi bir sıkıntı var yoksa,
insanlar mı yüzsüzleşti?..
hele sulu olanları,
hele eşek şakalarını,
hiç demiyorum!..
başımda onca dert varken,
komiklik yapmasın kimse,
istemiyorum!..
ne gülerim birine,
ne sırıtırım!..
n'oldu diye sorma bana,
sonra anlatırım!..

Mahmut Turan

SEN SÖYLE!

düşerim dediydim de,
kimse bana aldırmadı...
düştüğümü gördüler de,
kimse beni kaldırmadı...
kimse yürümedi sesime,
kimse koşmadı...
aslında güzel küfürler giydirdiydim de,
yine de hiçbiri ağzıma yakışmadı...
fahişe dediydim,
kavat dediydim!..
ana dediydim,
avrat dediydim!..
şu adam zamanında kimdi,
şu kadın zamanında neydi?..
şimdi şunlara ne diyeyim,
sen söyle haydi?..

Mahmut Turan

BİR OYUNDUR YAŞAMAK

yüksek tempolu bir oyundur yaşamak,
içinde filler var,
içinde atlar...
içinde pis küfürler,
içinde tekme tokatlar...
ne vakit yenik duruma düşsem,
yüreğimi oyundan çıkarır,
yerine aklımı oynatırım...
kimi arkasından çekiştirir aklımı,
kimi sakatlar...
alçak sonuçlu bir oyundur yaşamak,
gözyaşlarım yazılı skorbord'da...
oyuncular burda,
yancılar burda...
tacirler burda,
ganyancılar burda...
ne adaletsiz bir oyundur şu yaşamak,
olmayınca olmuyor!..
ister inan,
ister azim et...
sonu hüsran bu oyunun,
sonu hezimet...

Mahmut Turan

BİZ DE UYUSAK MI?

bugün de hayli koşturduk,
bugün de hayli yorulduk...
bugün de hayli üzüldük,
bugün de hayli kahrolduk...
saat yarım,
biz yarım...
geceye yetiştirdik,
günü kurtardık umarım...
sigarayı söndürsek mi artık,
müziği kıssak mı?..
herkes uyudu bak,
biz de uyusak mı?..

Mahmut Turan

HÜZÜN PEYGAMBERİ

siz gamsızlar,
siz tuzu kurular!..
siz adi herifler,
siz kötü karılar!..
az ötede oynayın diyorum,
bana yaklaşmayın sakın!..
benden uzak olun,
Allah'a yakın!..
size kırgınım,
size öfkeliyim...
zincirimi kırdım,
artık tehlikeliyim...
acı bende,
sitem bende...
ölü bende,
matem bende...
kederliler bir adım beri gelsin,
dertliler bir adım beri!..
ben bu dünyaya hüzün yaymaya gelmişim zaten,
bir adım da Hüzün Peygamberi...

Mahmut Turan

ŞU İNSANLARI ANLAMIYORUM

empati kuruyorum olmuyor,
seviyelerine iniyorum olmuyor...
boyun eğiyorum olmuyor,
tepelerine çıkıyorum olmuyor...
şu insanları,
bir türlü anlamıyorum ben...
ya benim talihim yok,
ya benim anlayışım kıt anne...
hüznün dibindeyim,
balkondan biraz nasihat sarkıt anne!.

Mahmut Turan

NEDEN Mİ YAZIYORUM

Dizlerimle ulaşamayacağım yerlere,
Dizelerimle ulaşabileceğimi anladığım günden beri yazıyorum...
Bağırıp çağırmadan,
Susarak konuşmayı tercih edenlerdenim ben.
İçimden geldiği gibi konuşacak birilerini bulamadığım vakitler,
Kağıda kaleme sarılıyorum hemen.
Yazınca dağınık düşüncelerim toparlanıyor,
Yazınca çirkin sözcüklerim bile estetik bir hal kazanıyor.
Tecrübelerimden faydalanılsın diye,
Hatalarımdan ders alınsın diye yazıyorum...
Daha güzel bir dünya için yazıyorum,
Barış için yazıyorum,
Çocuklar için,
Kuşlar için,
Çiçekler için yazıyorum...
Mürekkep aksın,
Kan akmasın diye...
Dünyadaki insanlara,
Bir dünya şey duyurmak için yazıyorum...
Şairin de dediği gibi:
"Çocuklar ölmesinler,
Şeker de yiyebilsinler" diye yazıyorum...
Kelimelerle oynamayı seviyorum mesela,
Kalemin tadını,
Kağıdın kokusunu...
Ölüp gitmekten korktuğum için yazıyorum belki de...
Bak Dostoyevski'ye,
Bak Kafka'ya ölüyorlar mı hiç?..
Kaç yaşına gelmişler,
Hala yaşıyorlar...
Konuşmaktan beis gördüğüm için,
Konuşmaktan endişe duyduğum için...
Özelde konuşmayı beceremediğim için,
Genelde anlaşılmak için...
Neden mi yazıyorum?
Bir yanımda dikenli tel,
Bir yanımda çukur var diye...
Neden mi yazıyorum?
Beni dinlemeyenler,
Beni okurlar diye...
Yazarsam illaki birine dokunur,
Yazarsam illaki birinde izi kalır...
Hem ne demiş atalarımız:
"Söz uçar,yazı kalır..."

Mahmut Turan

NE GÜZEL BİR PAZAR!

ne güzel bir pazar dedim,
çıktım dolaştım adım adım!..
şehrin altını üstüne getirdim,
gitmedik bir yer bırakmadım...
eski çiçekçiyle konuştum,
genç damada,
yeni geline selam verdim...
Kapalı Çarşı'yı dolaştım,
güneşlenen yaşlılara,
İnönü'nün Heykeli'ne selam verdim...
yeni bir saz gördüm,
teline selam verdim...
eski bir pehlivan gördüm,
beline selam verdim...
önce az az gittim,
sonra uz uz...
baktım,
bir köpek bana bakıyor uyuz uyuz...
güleceksin ama,
köpeğe bilene selam verdim...
anneme mavi mercanlı beyaz bir yazma aldım sonra,
sevdiğime mevsim çiçekleri derledim...
epey yoruldum ama,
epey terledim!..
şehrin yedek anahtarı bendeydi bugün.
ne bir zile bastım,
ne bir kapıyı zorladım...
Allah bana güneş ısmarladı hatta,
ben dostlara çay ısmarladım...
ne güzel bir pazar dedim,
çıktım dolaştım adım adım...
uzun bir araba farı gözümü,
güzel bir kadın aklımı alsa da,
eve dönerken ekmek almayı unutmadım...
aferin ama bana!
adamım değil mi?..

Mahmut Turan

YÜZÜSTÜ

bizim oralarda,
bebekleri hep sırtüstü yatırırlar ki,
kafalarının şekli düzgün olsun...
övünmek gibi olmasın ama,
kafamızın güzelliği bu yüzdendir...
sonra belli bir yaşa geliriz,
belli belirsiz birileri gelir,
bizi yüzüstü bırakırlar...
alnımızdaki yarıklar,
gözlerimizdeki morluklar,
burnumuzdaki eğrilikler de bu yüzdendir...
bıraktıkları yerlerde keskin yüzler vardır çünkü,
bıraktıkları yerlerde sert cisimler,
sivri uçlar...
şimdi önlü arkalı röntgenimizi çekseniz,
arkamızda nedenler görürsünüz,
önümüzde sonuçlar....
şimdi bildin mi bizi,
artık bilecek misin?..
arkamızda duracak mısın,
yanımızda olacak mısın?..
yaramızı saracak mısın,
terimizi silecek misin?..
ölüme gidiyoruz desek mesela,
bizimle gelecek misin?..

Mahmut Turan

EMPATİK ŞİİR

kendimi senin yerine koyarım,
koymasına da...
yerin çok kirli be dostum,
yerin çok dar!..
sağında göçük var üstelik,
solunda kaçak var...
oy ki,
ne oy!..
iyisi mi,
sen kendini benim yerime koy!..
mevsimlerden sonbahar,
yerlerde gazel...
bak burası ne hoş,
bak buranın manzarası ne güzel!..
buradan bakınca yılanlar uçuyor sanki,
kuşlar sürünüyor...
burada ussuzlar uslu gibi duruyor,
burada namussuzlar namuslu gibi görünüyor!..

Mahmut Turan

BIRAK DA GELSİN ABİ!

bela geliyorum demiş,
gelsin hele!..
kaçmak mı?
hiç de bile!..
tek başına az gelir,
yolda artarak gelsin!..
küplere binerek gelsin,
kendini yırtarak gelsin!..
Mehmet de gelsin yanında,
Ayşe de gelsin,
Burak da gelsin!..
korkmuyorum hiçbirinden,
bırak da gelsin abi,
bırak da gelsin!..

Mahmut Turan

GÜNEŞE YÜRÜYECEĞİM

yüreğimi yarıya böler,
acımı ikiye katlar...
ardımdaki sınırlar,
önümdeki barikatlar...
önüm arkam sobe olsun,
gördüm bütün puştluğu!..
hemen gitmek istiyorum,
beklemem sabahı kuşluğu!..
becerebilirsem koşacağım,
beceremezsem ayaklarımı sürüyeceğim...
boşaltın dedim etrafımı,
sırtım üşüyor güneşe yürüyeceğim!..

Mahmut Turan

KİMLERE KİMLERE

hep içime attım,
hiç değmedi içimdekilere...
kimlere kimlere değsin isterdim oysa,
kimlere kimlere!..
sessizliğim yüksek perdeden,
gülüşüm alt seviye...
bütün ezberlerim bozulmuş,
yanıt vermem hiçbir tedaviye...
kimlere kimlere bağırmak isterdim şimdi,
he kimlere kimlere!..
alın götürün bir yerde öldürün,
n'olur beni götürmeyin hekimlere!..

Mahmut Turan

KIZIYORUM BAK!

deli gönül,
ne uğraşırsın,
kuşla darıyla!..
var git işine,
rızık Allah'ındır,
bildiğim kadarıyla!..
şiir ile uğraş sen,
türkü ile,
aşk ile!..
kızıyorum bak,
olmuyor böyle!..

Mahmut Turan