ÖZLEMEK

özlemek nedir,
biliyor musun?..
tonla uykun var ama,
gram uyuyamıyorsun!..
ya da,
gözlerinin rengi mavi ama...
annenden başka,
herkes kırmızı biliyor!..

Mahmut Turan

KEŞKE SEN

insan olduk,
hiç gülmedik biz,
hep acı çektik!..
keşke sen,
bir hanımeli olsaydın anne!..
şimdi,
kardeşimle ben,
üzerinde birer çiçektik!..
şu akşamsefası da,
cana çok yakın mesela!..
akşamsefası da kabulümdü,
sefamız olurdu bari!..

Mahmut Turan

SİGARA TİRYAKİSİ

bu şartlar altında,
yan yana gelemez ikisi...
say ki,
kadında nefes darlığı var,
adam sigara tiryakisi!..

ilerde şartlar değişir mi,
geride kimse bilmiyor!..
kalbim çok istiyor da,
aklım hiç ihtimal vermiyor!..

cimri,
halden anlamaz,
pisliğin teki aklım!..
oysa,
büssürü de ihtimali var!..
baksana,
kafamın içi tıklım tıklım!..

Mahmut Turan

PAZAR KEYFİ

sen
şu ellerimi tut da,
ben
biraz keyif alayım!..
bugün pazar,
lazım olur...

Mahmut Turan

BÜYÜKÇE SORULAR

seviyor mu,
sevmiyor mu gibi çocukça sorular değil...
artık,
çalışmadığı yerlerden,
büyükçe sorular soruyorum papatyalara...
mesela ;
bu iç sıkıntım geçecek mi diyorum,
geçmeyecek mi?..
bu yaralarım iyileşecek mi bir gün,
iyileşmeyecek mi?..
ya da,
ben akıllanacak mıyım,
akıllanmayacak mıyım?..
gibi,
gibi,
gibi sorular...
çalışmadığı yerlerden sorular sorduğum için,
haliyle bu tip sorular papatyaları zorlar...
o yan etti,
bu yan etti derken...
bir bakıyorum,
yaprak bitmiş,
çıplak kalmış papatyanın sapı...
tamam diyorum,
ben cevabımı aldım tamam!..
sap sap bir bakışları var,
anlatamam!..
bir sap,
bir sapa nasıl bakarsa,
öyle işte!..

Mahmut Turan

SEVDİĞİM SEN SÖYLE

kollarım yeterince güçlendiği gün,
dünyanın dikkatini çekeceğim elbet!..
kör dilenci de görecek bunu,
Sağır Sultan da duyacak!..
öyle saman alevi gibi değil,
böyle ilelebet!..
baykuş olduğu yere tüneyecek beni görünce,
kurt dolunaya karşı uluyacak!..
kanguru önünü ilikleyecek ben geçince,
papağan ismimi ağzına dolayacak!..
düşmanlarım beni sindirecek örneğin,
dostlarım beni soluyacak!..
şimdilik,
hiçbir işe yaramıyor,
hiçbir işe yetişemiyor olabilirim...
çünkü içimdeki çocuk,
henüz göğsümün hizasında...
az dur hele,
kilosu biraz artsın da çocuğun,
boyu biraz uzasın da!..
inan bana,
evrende düzeni değiştirecek bu çocuk,
memlekette iklimi!..
bir anneme karşı tavrımı değiştiremeyecek,
bir seni sevme şeklimi!..
ne yani,
dünyanın en güçlüsü oldum diye...
annemin karşısında boynumu bükmeyeyim mi,
seni boynundan öpmeyeyim mi bundan böyle?..
bize yakışır mı böyle şeyler?..
sevdiğim,
sevdiğim sen söyle!..

Mahmut Turan

ÇIKMA TEKLİFİ

sen aklıma gelince,
yıkanmamış bir ateş,
henüz yıkanmış başıma,
çıkma teklif ediyor...
her ne kadar,
annem rıza göstermese de...
bazen bir yatakta görüyorum ikisini,
bazen bir masada...
kendi kendime diyorum,
hay benim eşek kafam!..
kendini ateşe atmak değil de,
ya nedir bu?..

Mahmut Turan

MAYDANOZ

bazı insanlar vardır,
uzaktan bakınca bir çınarı andırırlar...
siretiyle değil de,
suratıyla adamı kandırırlar...
kimi telefonumuza kayıtlıdır bu tiplerin,
kimi hesabımıza ekli...
biraz yakından bakınca,
yok lan yok diyorsunuz ne çınarı!..
bu düpedüz,
maydanozun gelişmiş şekli!..

Mahmut Turan

YANIMDA OL

sen hiçbir şey yapmasan,
yanımda olsan sade...
ne oturmak için izin istesen benden,
ne kalkmak için müsaade!..
ben de geçsem karşına,
öyle sana baksam!..
çarşıya inmesem hiç,
telefonlara çıkmasam!..
bir taş bile taş üstüne koymasam mesela,
bir çivi bile bir yere çakmasam!..
elimin tersiyle itsem kısmetimi,
elimin düzüyle çeksem bir tabure...
gözlerine baksam gün boyu,
saçlarını okşasam habire!..
yemeğini ben yedirsem sonra,
suyunu ben içirsem...
ah bu yılki iznimi,
ah koynunda geçirsem!..

Mahmut Turan

KONU SENSİN

kendi kendime konuşuyorum,

konu sensin yine...

duvar lafa karışıyor,

pencere yüksek perdeden bağırıyor...

radyoda acayip bir cızırtı var,

kapıda tanıdık bir gıcırtı...

takvim ha düştü ha düşecek,

saat olaylara müdahil!..

çorabımın her teki,

ayrı bir yerde olsa da...

şimdilik,

cam çerçeve yerli yerinde...

demir kapı da yerinde,

ahşap masa da!..

eğri cetvelden,

düz çizgiler çıkarmaya çalışıyorum,

bir türlü çıkmıyor...

annemden de yardım isteyemiyorum,

çünkü annem geometriden çakmıyor!..

bir diyorum,

komşuya gideyim,

bir onluk alayım...

sonra diyorum,

saçmalama oğlum,

onluğun konuyla ne alakası var,

saçmalama kurban olayım!..

düşün düşün,

boktur işin...

havaya iki el ateş edeyim de,

konu dağılsın diyorum...

üst komşunun kızı,

coğrafi keşifler konusuna çalışıyordur şimdi,

dikkati dağılsın istemiyorum!..

öf ya,

delireceğim vallahi!..

bu gidişle,

bu gece,

bu oda dağılır,

bu konu dağılmaz...

çiçek vazosu,

televizyon kumandası bir şey değil de...

telefonumu duvara fırlatmasam bari,

daha taksitlerini bitirmedim!..

Mahmut Turan

ARAMIZDAKİ FARK

hepimiz,

bir şeyler yapıyoruz...

iyi ya da kötü,

güzel ya da çirkin,

gerekli ya da gereksiz...

siz,

desinler diye yapıyorsunuz birçok şeyi...

ben,

demesinler diye yapıyorum ne çok şeyi!..

bazen demesinler diye konuşuyorum,

bazen demesinler diye çay söylüyorum,

bazen demesinler diye arıyorum!..

bazen demesinler diye öyle giyiniyorum mesela,

bazen demesinler diye saçımı öyle tarıyorum!..

aramızdaki fark,

tam olarak budur işte!..

yanlışım varsa,

düzeltin beni!..

düzeltin ki,

yanlış doğruyu götürmesin!..

Mahmut Turan

AÇIK ARA

aramız açıldıkça açılıyor,

aramızdaki mesafe uzadıkça uzuyor!..

önceden su sızmayan aramızda,

şimdi oluk oluk kan sızıyor!..

aramızda,

neler yok ki sevgilim!..

aramızda ince bir sitem var mesela,

aramızda uzun bir hasret!..

yere göğe sığdıramadıklarımız,

aramıza sığıyorlar hayret!..

aramızda ince belliler,

aramızda balık etliler!..

aramızda kem gözlüler,

aramızda art niyetliler!..

aramızda çiftler de var inan bana,

aramızda tekler de var...

aramızda,

sadece duvarlar yok sevgilim...

aramızda,

o duvarlara işeyen köpekler de var!..

Mahmut Turan

RENKLER DE TARTIŞILIR

gözlerinin rengine,
şöyle bir baktıktan sonra...
birkaç kelimelik,
böyle bir cümle kurdum:
" bundan böyle,
renkleri de tartışmaya açıyorum!.."
ne o yan ediyorum,
ne bu yan ediyorum...
memlekette Cumhuriyet var madem,
fikrimi açıkça beyan ediyorum!..
ne mırın kırın edilsin,
ne ah...
bence,
en güzel renk siyah!..

Mahmut Turan

SALLA

senle içtiğimiz kahvenin bile,
kırk yıl hatırının olmayacağını,
daha ilk günden anlamıştım ben...
"eline sağlık" dememenden değil,
yok hayır!..
telvesini bile sıyırdığın kahvenin,
fincanını hiç beğenmemiştin mesela...
ahde'ymış,
vefa'ymış...
salla sevgilim,
salla!..
ister beşiğe koy salla,
ister dizlerinde salla!..
kırk'ı çoktan devirdim,
söyleyeyim sana...
uyumam ben artık,
hikayeyle,
masalla!..

Mahmut Turan

UYKU PROBLEMLERİ

sulu gözlü,
ağlak kalbim!..
bir şiir okumayasın ha,
bir şarkı duymayasın...
hemen feryat figan,
hemen veryansın!..
yumruk kadar boyun var zaten,
O'nca hıçkırığa nasıl dayansın?..
birini özleyince,
illaki gözlerin mi sulanacak,
illaki yanakların mı ıslanacak?..
sil gözyaşlarını hadi,
sil de kimseler görmesin!..
gören de,
uykuyla birtakım problemler yaşıyorum sanacak...
hiç de bile,
ben o kadar geçimsiz biri miyim?..

Mahmut Turan

İÇ SIKINTISI

ne menem şey,
şu iç sıkıntısı!..
kalbimde sızıntısı kesilmiyor,
gözümde akıntısı!..
silinmez ki sildireyim,
gazlı bir bez ile...
geçmez ki geçirteyim,
ilaç ile pekmez ile...
ne vereme benziyor meret,
ne tifoya,
ne sıtmaya!..
hıh,
öyle güzel uyumuyorum ki bu yüzden,
annem kıyamıyor uyutmaya!..

Mahmut Turan

İTİRAZ İSTEMİYORUM!

bütün hücrelerim,
sen sen diye bağırıyorlar,
hep bir ağızdan!..
bana ne sulu elmadan,
bana ne tatlı kirazdan!..
yanakların varken,
elma istemiyorum ben...
dudakların varken,
kiraz istemiyorum!..
bir kere öpmeden,
şurdan şuraya gitmem dedim,
sus itiraz istemiyorum!..

Mahmut Turan

SEN AKLIMA GELİNCE

sen aklıma gelince,

sabah sabah ekmeği çiğnemek istemiyorum,

kahvaltıyı atlıyorum bu yüzden...

karıncalara şeker tutuyorum sonra,

kuşlara pilav ikram ediyorum,

çiçeklere su uzatıyorum...

temiz çamaşır çıkarıyorum kendime,

üç beyazdan uzak duruyorum mesela,

sigarayı azaltıyorum...

sen aklıma gelince,

nasıl oluyor anlamıyorum,

iyi bir adam oluyorum birden...

annem evden gurur duyuyor benle,

babam kabirden...

köylüler için yağmur duasına çıkıyorum desem inanmazsın,

madenciler için yeraltına iniyorum...

sokak hayvanları için barınaklar inşa ediyorum,

sokak çocukları için kıyafetler deniyorum...

okul duvarlarına çizdiğim resimleri saymıyorum bile,

barış için yazdığım şiirleri saymıyorum...

kötü alışkanlıklarımı terk ediyorum hemen,

kötü arkadaşlarımı eskisi gibi önemsemiyorum...

bazen diyorum,

sırf herkes iyi biri olsun diye,

keşke herkesin aklına gelsen ara ara!..

sonra diyorum,

boş ver lan,

kimsenin aklına gelmesin kıskanırım sonra!..

Mahmut Turan

ÜÇÜ BİR YARA'DA

aşk,
özlem,
hüzün...
her zamanki gibi,
yine üçü bir yara'da...
başka da,
kimi ararsan yok burada...
ben yokum,
sen yoksun,
o yok...
insanları geçtim hadi!
düşün,
bazılarını alta indirdiğim elek bile yok ortada,
bazılarını üste çıkardığım kalbur da!..
buradaydı oysa,
hepsi de düne kadar...
ben bu kadar yok'un altından nasıl kalkarım şimdi,
yok'um dünya kadar!..

Mahmut Turan

DÜNYANIN ŞEKLİ

itiraf etmek gerekirse,
yanağındaki çukuru gördüğümden beri,
dünyanın düz bir tepsi şeklinde olduğuna,
kesinlikle inanmıyorum ben...
dünya yay şeklinde deselerdi,
inanırdım bak,
kaşların öyle çünkü!..
ok gibi dense de eyvallah,
e kirpiklerin öyle çünkü!..
şimdi,
kimse kalkıp dünya yuvarlak demesin bana,
lafı koydum mu oturturum!..
dünya yuvarlaksa eğer,
sen niye uzun incesin?..
bir dünya laf saydırmasınlar bana,
sayılarla aram yok benim...
ben bir dünya biliyorum,
o da sensin!..

Mahmut Turan

DÖRT EL

ellerini,
ellerimin üstüne koy,
hayata dört elle sarılayım...
benimkiler,
tek başına yetmiyor!..
ah hiç tadım tuzum yok benim,
ah hiçbir işim yolunda gitmiyor!..
yaramı sar mesela,
acımı dindir...
ah huzursuzum epeydir,
ah uykusuzum kaç gündür!..

Mahmut Turan

BU SAATTEN SONRA

"bu saatten sonra"
diye bir söz var...
vuruculuk konusunda,
üstüne söz tanımıyorum...
silahın ağzından çıkmış gibi,
kitabın ortasından!..
dünü vuruyor,
bugünü vuruyor,
yarını vuruyor!..
geldiği yer belli de,
gittiği yer belli olmuyor...
kimini kalbinden yaralıyor,
kimini kafatasından!..
"bu saatten sonra"
diye bir söz duyarsanız...
demem o ki,
bu saatten sonra,
saat falan takmayın!..
bu saatten sonra,
saate ihtiyacınız kalmayacak çünkü...

Mahmut Turan

HAYIRSIZ SABAHLAR

bu sabah da,

erkenden uyandım...

kuş sesleriyle değil tabii ki!

baş ağrısıyla,

mide bulantısıyla...

uyanır uyanmaz,

ecza dolabına dayandım!..

sigara içtim bir şey yemeden,

çay içtim fazlasıyla!..

gözlerim kan çanağı,

içinde çanak çömlek patlıyor...

boğazımda sabah trafiği var,

bir lokma bir şey geçmiyor...

bir planım yok bugün için,

aklımda yarım yamalak bir rüya...

hıh,

uyanır uyanmaz,

rüyamın anlamını anneme soracaktım güya!..

bu saatte,

mışıl mışıl uyuyorsundur sen şimdi...

ya da çoktan uyandın da,

yataktan çıkamıyorsun bir türlü...

bunlar bir ihtimal tabii ki!

belki ben yanılıyorumdur,

belki seni de uyku tutmadı,

belki sen de doğru dürüst uyumadın...

belki de benden daha betersin de,

benim gibi kimseye duyurmadın!..

ne bileyim işte!

belki kaz ayaklarına krem giydiriyorsun,

belki ojeni kazıyorsun...

belki de,

sabah haberlerini izliyorsun...

en çok da,

cinayete kurban giden kadın haberlerine,

ve sigaraya gelen zamlara kızıyorsun!..

şimdi ne yaptığını,

tam olarak bilmiyorum ama...

şunu iyi biliyorum;

aç karnına özlemek,

hiç iyi gelmiyor adama!..

Mahmut Turan

BAŞARAMADIK

hayat güzel bir oyundu da,
biz çok pis yenildik!..
siz kazanmadınız ama,
biz kaybettik!..
başarabilseydik eğer,
şimdi sizin yerinizde biz vardık...
lâkin,
başarıya giden yolda harami vardı,
götü zor kurtardık!..

Mahmut Turan

AZ EDİM

yanakların diyorum,
az edim ısıram gibi!..

Mahmut Turan

TIRNAK İÇİNDE

zamanında bağlandığım,
şimdi bağımı kestiğim...
yani,
zamanında konuştuğum,
şimdi küstüğüm insanları,
kesilmiş tırnaklara benzetirim ben hep...
teşbihte hata var mı,
yok mu bilmiyorum...
ben yaptım,
oldu ama...
tırnaklara da
bakım yaparız,
süsleriz,
koruruz...
yeri gelir,
ekmeğe süreriz onları,
yeri gelir,
ağzımıza değdiririz...
yeri gider,
gün gelir sonra...
kesip atarız hiç gocunmadan,
çünkü kesilmesi gerekmiştir...
sonra mı?
sonra kendi tırnaklarımızdan iğreniriz...
tırnaklarınızı kestikten bir gün sonra,
halının üstünde bir görün hele!..
ne demek istedim,
o zaman anlarsınız...

Mahmut Turan