28 Haziran 2018 Perşembe

SENİ GÖRDÜĞÜM ZAMAN

seni gördüğüm zaman,
ağzım kulaklarıma varıyor!..
gözbebeğim kulak mememden süt emiyor,
içimdeki çocuk bana da bana da diye yalvarıyor!...
seni gördüğüm zaman,
hayallerim karaya çıkıyor,
yelkenlerim suya iniyor!..
Nuh hasedinden çatlıyor adeta,
kurt kuş benim gemime biniyor!..
seni gördüğüm zaman,
filozof kesiliyorum birden...
kafa yoruyorum dilin nasıl böyle tatlanmış diye,
yanakların nasıl böyle allanmış?..
yok hayır,
topraktan böyle bir şey kesinlikle çıkmaz!..
çok merak ediyorum,
Allah seni yaratırken acaba ne kullanmış?..

Mahmut Turan

AYIPLI ŞİİR

güzel bakmak sevaptı ülkemde,
güzele bakmak ayıp...
kimseyi,
kimseden ayırmayıp...
herkese güzel baktım,
birisine ayıp...
baktım işte,
ayıp mayıp!..



Mahmut Turan

26 Haziran 2018 Salı

AH KARDEŞİM

ah kardeşim!
eskiden, 
neydi o öyle...
köpekleri severdik,
kuşlara ekmek ufalardık...
dersi kaynatırdık,
öğretmeni kafalardık...
haşarıydık ama;
bir o kadar mahcup,
bir o kadar da utangaçtık.
bin adama hitap ederdik de,
bir kızın karşısında afallardık...
bizim çocukluğumuzda,
akşam ezanı gün bitimiydi...
evin reisi babaydı o zaman,
sokaklar hayatın ritmiydi...
ağzımızın bir tadı vardı. 
yavan ekmek, 
kuzu eti miydi?..
zaman eskidikçe,
yüzümüz yırtıldı zamanla...
kaç yüze bölündük sonra,
sonrası bilindik... 
bir yüzümüz yalan oldu,
bir yüzümüz yılan...
yüzleri ekşittik,
suratları astık... 
kötü şeyler işittik,
küfürler bastık...
işte böyle kardeşim!
aşağı mahallede,
iki çocuklu dul bir kadın vardı hatırlarsan.
kızı annesi bir batağa itti,
oğlan dayıya çekti...
titrek konuşmamdan belli zaten,
ben bu zamana ısınamadım...
o günlere gitmek için,
şimdi şurdan bir taksi çevirsek,
kaç yazar kardeş?
benden bir binlik çalışır,
sende ne kadar var?...

24 Haziran 2018 Pazar

ŞAİRLİK İŞ DEĞİL

bu şairlik iş değil, 
kendime başka iş bakmalıyım...
yoruldum ben artık! 
her gün, 
kaç göze giriyorum, 
kaç kulak arşınlıyorum...
sigortası bile yok.
düşün, 
cümlem düşse, 
kalemim kırılsa, 
cebimden karşılıyorum...



Mahmut Turan

20 Haziran 2018 Çarşamba

HADİ ORDAN!

az önce,
bir fesleğeni,
bir akşamsefasına çaya giderken gördüm...
bir kedi,
bir köpeğin avucundan su içiyordu...
bir dağ,
bir tepeyle sahile inmişti...

bir tavşan,
ağzında niyet mektubuyla postacı kovalıyordu...
şimdi desem ki;
bir güneş,
bir buluttan makas aldı,
hadi ordan diyeceksin!..
sen hadi ordan diyeceksin,
ben hadi ordan yanıma gel anlayacağım...
geleceğim güle oynaya,
geleceğim tozu dumana katıp!..
akşam akşam,
yine saçmaladım değil mi?
tamam tamam,
sustum,
tıp!..



Mahmut Turan

18 Haziran 2018 Pazartesi

KALPSEL AĞRILAR

ah şu vakitli vakitsiz dalıp gitmeler yok mu,
ah şu yerli yersiz gelen kalpsel ağrılar?..
ben ne kadar inkar etmeye kalksam da,
onlar oturur seni unutmadığımı doğrular!..
peki şu boynumdaki günaha ne demeli,
peki şu kaşımdaki ize?..
ya siz kasten kendini yaralamalar,
ya siz ağır kusurlu hareketler...
ya size,
ya size?..



Mahmut Turan

17 Haziran 2018 Pazar

VURDUMDUYMAZ

ne zaman bir mekânda otursam,
hayalin hep yan masada...
sırtım terliyor oturur oturmaz,
gözlerim kamaşıyor.
güneş vurmasa da,
ışık yanmasa da!..
su bazlı bir şeyler istiyorum,
bıyıkları yeni terlemiş garsonlardan...
eski üzümlerden bahsediyorlar bana,
yeni anasonlardan...
getirin diyorum,
getirin ne varsa!..
karneye bağlanmadı ya anasını satayım,
getirin masaya ne kadar sığarsa!..
ikide bir dönüp,
hayalinin oturduğu yöne bakıyorum...
önündeki tuzluk bozuk atıyor,
ben yine bakıyorum...
profesyonel isteklerde bulunuyorum amatör sanatçılardan,
sevdiğin müzikleri peçeteye yazıyorum isim isim...
bağlama Arguvan,
ney Taksim...
gözlerim yağıyor aralıksız,
kafam esiyor...
efkarın açış konuşmasını bandrollü bir rakı yapıyor,
küfrün kurdelesini kaçak bir sigara kesiyor...
önce daramı hesaplıyorum parmak hesabıyla,
sonra netimi...
uzayda pek bir yer kaplamadığımı görünce,
kutsal bir emanet gibi korumaya çalışıyorum metanetimi...
sanma,
içtikçe güzelleşiyorum!..
içimde büyüyen kurtlarla boğuşuyorum biteviye,
dışımda gelişen olaylarla cebelleşiyorum...
yanağımdan Süveyşlik bir su süzülüyor,
ağzımdam akrostiş bir şiir damlıyor...
benim masada Nuh Tufanı,
senin masada yaprak kımıldamıyor!..
yumruğumu masaya vurup kalkıyorum,
yan masadan duymuyorsun beni...
vurdum
duymaz
seni!..



Mahmut Turan

12 Haziran 2018 Salı

SENİ ÖZLEDİMMİYDİ

çelik olsa da kapım,
beton olsa da damım...
seni özledimmiydi ödüm kopuyor,
böyle de korkak bir adamım!..
ya endişemi nereye koymalı,
ya hüznümü?..
kolaysa gel sığ hadi 2+1 eve,
kolaysa gel deliksiz uyu!..
sanki saatler ileriye birer birer alınıyor,
geriye üçer üçer...
çiçeğin toprağı,
akvaryumun suyu...
hıh!
lan bunlarla vakit mi geçer?..



Mahmut Turan

9 Haziran 2018 Cumartesi

BEN İSTEDİMDİ

onca derdim arasında,
şiirime bir yer bulup oturttuysam...
kulak ardı etmediğim içindir,
bir kırlangıcın çığlığını duyduysam...
ben istedimdi,
ezilince yerdeki karıncaya ağlansındı,
kayınca gökteki yıldıza acınsındı!..
ben istedimdi,
yarası olan değil bir tek,
yarası olmayan da gocunsundu!..
ben istedimdi,
uçaklara kötü kötü bakmasındı hiç kimse,
herkes güzel güzel el sallasındı!..
ben istedimdi,
köyün kadınları da deniz görsündü misal,
savaşın çocukları da karne alsındı!..
fena mı olurdu yani?
bütün romanlar aşkı işlesindi,
bütün dengbejler barışı çığırsındı!..
fena mı olurdu yani?
bütün çocuklar elma şekeri dişlesindi,
bütün anneler birbirini çaya çağırsındı!..



Mahmut Turan

8 Haziran 2018 Cuma

LİSE SON SINIF

hiç tadım yok bugün,
bir tuhaflık var içimde...
yolu çatallıca,
tarifi imkansız biçimde...
suça meyil görüyorum kendimde,
intihara eğilim...
hastayım desem hasta değilim,
iyiyim desem iyi değilim...
saydım bin kurt var içimde,
bir o kadar da kafada...
sevinç dibe vurmuş,
üzünç had safhada...
kökünden sarsılmışım gibi,
dalından sıyrılmışım gibi...
ne bileyim işte,
lise son sınıfmışım gibi...



Mahmut Turan

7 Haziran 2018 Perşembe

KIZILCIK ŞERBETİ

senden sonra,
ne bir keyif çattım ben,
ne de bir sefa sürdüm...
sabahtan akşama kadar ağrıdım,
akşamdan sabaha kadar öksürdüm...
bir çiçekli bahardım biteviye,
bin çetinli kıştım...
sıkıldım,
daraldım.
yeri geldi duvarla konuştum,
yeri geldi tavanla bakıştım...
sözlerimi günde bir kere yedim aç karnına,
hayallerimi günde üç kere sattım...
öfkeden deliye döndüm,
deliden iğne ipliğe.
ilaçlarımı ihmal ettim örneğin,
işlerimi aksattım...
ateşe yakın tuttum hep nemli yüzümü,
soldurdum benzi beti...
karnımı ekmekten,
midemi sütten kestim.
varsa yoksa arpa suyu şimdi,
varsa yoksa kızılcık şerbeti...



Mahmut Turan