30 Nisan 2018 Pazartesi

SEN GİT SEVGİLİM!

sen git sevgilim,
ben kendime iyi bakarım!..
ne üstümden yorganı atarım geceleyin,
ne damlayan musluktan korkarım!..
yardım almadan yatakta yürüyebilirim ben,
merdiven kullanmadan gözlerimi tavana asabilirim!..
yüreğimi kaldırabilirim bir başıma,
camı çerçeveyi indirebilirim!..
yanağındaki alın da senle gelsin,
saçındaki simin de!..
hıçkırığa boğulabilirim ben akşam sularında,
hüzne gömülebilirim kiraz mevsiminde...
varsın yelkenlerim suya insin günaha karşı,
varsın asi gönlüm ram olsun!..
en fazla üç beş sara nöbeti tutarım geceleri,
bilemedin günaşırı bir albastı...
varsın köpekler kıs kıs gülsün halime,
varsın uyku haram olsun!..
sen git dedim sevgilim,
ben kendime çok iyi bakarım!..
gömlek değiştiririm gerekirse,
deri atarım...
etle sütle beslenirim söz,
öfkemi diri tutarım!..



Mahmut Turan

25 Nisan 2018 Çarşamba

BENİM DÜNYAM

yalnızca kendi ekseni etrafında dönen,
sıkıcı bir dünya benimkisi...
bir geri gidiyorum en fazla,
iki ileri...
mesailer işte,
tutanaklar,
imza sürkileri...
bu dünyada hangi yasaya dayanırsam dayanayım,
mutluluk benim üstüme vazife değil!..
mutsuzluk genel geçer bir durum bana kalırsa,
Einstein'in teorisi gibi izafi değil!..
stabil kalp çarpıntıları,
rutin özlemler...
burnumun direğinde,
idamlık kaç sızı sallanır biliyor musun?..
kan çanakları,
göz torbaları...
gözümden akan yaşlarla,
susuz kaç yazı sulanır biliyor musun?..
tümdengelim endişeler,
tümevarım can sıkıntıları...
saydığım koyunlar çoktan doğurdu,
peşimden kaç kuzu dolanır biliyor musun?..



Mahmut Turan

21 Nisan 2018 Cumartesi

BU ŞEHİRDE HAYIR YOK!

bohçayı mohçayı boş ver,
al kitaplığını kaçalım bu şehirden!..
bu şehrin havası hem kirli  hem nemli,
baksana vıcık vıcık oldum!..
bu şehirde insanlar için para aşktan daha önemli,
bu şehrin insanlarına gıcık oldum!..
bildiğim bir yer yok ama,
çocuklardan haberler alırız,
kuşların ağzını yoklarız...
olmadı;
bisikletimiz nerde zincir atarsa,
orda konaklarız...
olmaz deme,
olur zorlarsak imkanları!..
hem belki narpuz katmeri de yeriz yolda,
sen seversin salaş mekanları...
kırk şafak sökeriz gökyüzünden anarşik tarafımızla,
kırk ikindi ıslanırız...
yorulursak onun da kolayı var,
yol üstü bir okulun istinat duvarına yaslanırız!..
yolun sağ tarafına sen bakarsın yol boyu,
sol tarafına da ben...
nerde yaşamaya karar kılarsak,
oranın nüfus tabelasındaki rakamı,
gözlerine sürme çektiğin kalemle iki kişi çoğaltırız...
al kitaplığını,
kaçalım diyorum bu lanet şehirden!..
belki gelincik yaprakları patlatırız elimizin sırtında,
belki bir güvercinin kanadını sağaltırız...
belki de 8- 5 şiir okur şarkı söyleriz yeni hemşehrilerimize,
fark etmez sivil olmuş öğrenci olmuş...
bu şehirde hayır yok inan bana,
bu şehir ci olmuş!..



Mahmut Turan

19 Nisan 2018 Perşembe

AŞKA HİÇ BU ACI'DAN BAKMADIYDIM

ben sandıydım ki,
insan seni sevince ne acı çeker,
ne ihtiyar olur...
ben sandıydım ki,
insan seni sevince neşesiz olmaz,
olsa olsa bahtiyar olur...
ben sandıydım ki,
öğlenleri soğuk limonata senle,
akşamları sıcak süt içeriz...
ben sandıydım ki,
el ele tutuşursak Sırat'ı transit geçeriz...
sigarayı keyiften yakışımdı örneğin,
güle oynaya gittiğim işimdi...
elmacık kemiklerim oysa,
çapraz bağlarım,
saç tellerim acıyor şimdi!..
beyaz gömleğimde inatçı kan lekeleri var,
Nuh diyorlar peygamber demiyorlar!..
kaç tütün bastıydım o da kalbime,
kaç yara bandı sardıydım!..
ne yalan söyleyeyim,
aşka hiç bu ACI'dan bakmadıydım!..



Mahmut Turan

16 Nisan 2018 Pazartesi

KENDİMDEN BİLİYORUM

ellerini tutmayı ne çok istedim ben,
boynundan öpmeyi ne çok!..
saçlarını okşamayı fersah fersah,
omzuna yaslanmayı katar katar istedim!..
senle gezmeyi kocaman,
senle çay içmeyi bissürü istedim!..
beraber uyuma isteğimi,
kantara vursam topuzu kaçar,
metreye vursam ölçüsü!..
aynı eve perde beğenmeyi mesela,
aynı çocuğa kıyafet bakmayı az mı istedim!..
senle yaşlanma isteğime,
bir ölçü birimi bulamadım henüz!..
bulursam,
sana söylerim söz!..
oysa,
bir şeyi çok istersen,
olur diyordu okuduğum bütün kişisel gelişim kitapları...
yalan,
vallahi yalan,
kendimden biliyorum,
olmuyor!..



Mahmut Turan

14 Nisan 2018 Cumartesi

BENİM SÖZÜM ORTAYA

gündüz gözüyle,
karga gözümü oyar,
yılan koynumu deler!..
tarlasını sürdüklerim,
üç kıta yedi deniz gezdirdiklerim,
hani nerdeler?..
erik ağacı senin ne bir tas suyun var bana verecek,
akşamsefası senin ne bir akçen var!..
seni de anlıyorum duvardaki çatlakta yeşeren çiçek,
senin de mantıklı bir gerekçen var!..
ne sıpaya,
ne de taya!..
ben isim vermiyorum,
benim sözüm ortaya!..
ben çatlamış bir atım artık,
dört nala ölüyorum!..
ne rüyalarda muratım artık,
ne sırtımda bir gelin var biliyorum!..
sağım solum uçurum,
yolum sarpa!..
kendine iyi bak başımı okşayan çocuk,
hoşça kal beni çatlatan arpa!..



Mahmut Turan

8 Nisan 2018 Pazar

GAMZELİM

dünyanın bir harikasından,
birisin sen...
Afrodit'in ta kendisi,
Şehrazat'ın benzerisin...
Nemrut'ta sabah güneşisin belki de,
Kız Kulesi'nde akşamüzerisin...
samanyolunda ayak izin,
mutluluk tablosunda imzan var...
ağzında bal küpü sanki,
gözlerinde şarap dolu mahzen var...
kusursuzsun desem,
fazla abartmış olurum seni...
kusursuz değilsin elbet,
yanağında gamzen var...
Tanrım diyorum,
seni her gördüğümde...
biliyorum,
hikmetinden sual mı olunur...
fakat,
sormadan da edemeyeceğim...
bir kusur,
bir yüze,
bu kadar mı güzel vurulur?..



Mahmut Turan

5 Nisan 2018 Perşembe

BİR KUTU ÇİKOLATA

küçükken,
büyük bir hayalim vardı...
gerçekleşmesi sekiz yaşımdan kırk yaşıma kadar sürdü,
nah şu kadardı!..
geniş bir ev,
lüks bir araba,
havalı bir iş tahmin ettiniz itiraf edin!..
bip bip yanlış tahmin,
hiç de bile!..
bir kutu çikolataydı yahu bu büyük hayalim,
bir kutu çikolata!..
ben küçükken televizyonlar da küçüktü,
bir tek TRT sığıyordu ekranlara...
ne yurttan haberler ilgimi çekiyordu o zamanlar,
ne İran-Irak Savaşı...
ben en çok reklamları seviyordum,
çikolata reklamlarını daha bir çok!..
ben küçükken bütçem de küçüktü benim gibi,
elimdeki parayla bir çikolata anca geliyordu...
bu yüzden hiç doya doya çikolata yiyemedim ben,
dişlerim hiç çürümedi çikolata yüzünden,
karnım hiç ağrımadı!..
hevesim çok çürüdü ama,
yüreğim çok ağrıdı!..
normal şartlarda,
pisboğaz biri değilim esasında...
pisboğazı ayrı mı yazmam gerekirdi yoksa,
Türkçe konusunda biraz hassasım da?..
bir gün diyordum hep,
bir gün çok param olursa bir kutu çikolata alacağım kendime...
hiç kimseye vermeyeceğim,
hepsini kendim yiyeceğim!..
belki çok param hiç olmadı ama,
bir kutu çikolata alacak param çok oldu...
ha bugün ha yarın,
ha bugün ha yarın,
ha bugün ha yarın...
ha bugün ha yarını ne çok tekrar etmişim yeni fark ettim,
böyle durumlarda lütfen beni uyarın!..
velhasıl kelam,
yıllar sonra gerçekleştirdim bu hayalimi...
bastım parayı,
aldım bir kutu çikolatayı!..
hepsini bitiririm sanıyordum,
bir tane anca yedim...
şimdiki çikolatalar mı iyi değil,
ağzımın tadı mı yok anlamadım...
onca yıllık hayal dedim,
onca yıllık çaba...
gittim kasadaki tatlı kıza dedim,
bu çikolatalar acı,
tarihi mi geçmiş acaba?..
senin hayalinin tarihi geçmiş der gibi baktı bana.
geri vermek istedim,
almadı jilatini yırtılmış kutuyu...
anne dedim al bunları götür çocuklara dağıt,
yahut kuşlara yedir!..
bu yazıyı bir şiir olarak okudunuz değil mi?
bu bir şiir değil,
bu yaşanmış bir hikayedir!..



Mahmut Turan

2 Nisan 2018 Pazartesi

AKŞAM OLUNCA

kornişteki perde gözüme iniyor akşam olunca,
önümdeki fırsatları göremiyorum...
kapının kolu,
koluma giriyor yardım amaçlı...
yine de,
ayak serçe parmağımı sehpaya vuruyorum sık sık...
kuş diliyle ağlıyorum haliyle,
kimse ne ağladığımı anlamıyor...
bazı bir şişe şarap oluyor sesime gelen,
bazı bir kadeh likör oluyor...
hırsla parmağımı sokuyorum radyonun düğmesine,
şarkıların gözü kör oluyor...
iki kör bir resme yakışır diyorum,
isyanı resmediyorum ben de...
hüznün uzun ömürlü semptomları gece boyu,
sevincin kısa yaşamları...
of of Tanrım!
ömrümün sonuna dek,
hep böyle mi olacak akşamları?..



Mahmut Turan