30 Ocak 2018 Salı

PAŞA ÇAYI

Paşa Çayını çok sevdiğimden değil,
önümde bir çay olduğunu unutuyorum bazen...
çaya şeker atmayışlarım bu yüzden,
çayı soğuk içmelerim bu yüzden...
varsıl bir hüzün,
bana abone olmuş...
yeni değil bu olay,
belki on sene olmuş...
ben çıkarmışım abonelikten,
o yine olmuş!..
ben yine çıkarmışım,
o yine olmuş!..
bir hüzün ki;
nazımı yok,
nesiri yok!..
bir hüzün ki;
hiçbir tesellinin faydası yok,
hiçbir esprinin tesiri yok!..
bir hüzün ki;
fırçası yok,
silgisi yok!..
bir hüzün ki;
belli bir sınırı yok,
belli bir bölgesi yok!..
bir hüzün ki;
arifi yok,
bilgesi yok!..
bir hüzün ki,
hakkında kimsenin bir bilgisi yok!..
gün içinde,
birkaç defa böyle oluyorum ben...
sen çayını soğutma dostum,
seninle bir ilgisi yok!..



Mahmut Turan

29 Ocak 2018 Pazartesi

ÇOCUKLUĞUMUZA DAİR BİR ŞİİR

çocukluğumuza dair bir şeyler karala desen,
bin anıyla dikilirim karşına,
bin özlemle,
bin satırla!..
bin bisikletle anca taşırsın yazdıklarımı,
bin dolmuşla,
bin katırla!..
nerden başlasam bilmem ki;
tel arabamızdan mı,
tahta atımızdan mı?..
çocuk yüreğimizden mi dem vursam,
masum suratımızdan mı?..
şimdiki gibi,
birbirimizi yemiyorduk o zamanlar!..
insan eti haram sayılırdı biz çocukken,
tencereye patates falan koyulurdu o zamanlar!..
hoş bakılır,
hoş görülürdü...
evlerin dış kapısı gündüzleri açık tutulurdu,
evlere besmeleyle girilirdi...
yüzümüzün bir rengi vardı,
ağzımızın bir tadı vardı...
her ismin sonunda bey,hanım gibi sıfatlar olmasa da,
herkesin mutlaka bir takma adı vardı...
hangimiz uğurböceğinden kırmızı potinler istemedik?...
hangimiz çift kirazdan küpe yapmadık?..
hangimiz yakan topla yanmadık,
hangimiz bir simitle akşama kadar dayanmadık?..
çiçekle uğraşırdık gün boyu,
böcekle,
ıtırla...
salıncağın gıcırtısı bile,
kulağımıza şarkı gibi gelirdi hatırla!..
kalbi kadar temiz sayfaları olan arkadaşlar,
birbirlerine yer açardı hatıra defterlerinde...
vedalar pastanelerde yaşanırdı biz çocukken,
yahut okul önlerinde...
kahrı da hoştu aşkların,
lütfu da!..
dilde her şey bitse de,
hiçbir şey bitmezdi kafada!..
çocukluğumuza dair bir şeyler daha karala desen,
daha rengarenk olur karalama kağıdı...
mahallenin kızlarına biri laf atsa,
iğde ağacındaki bir kuş ölse olay oluyordu...
bayat espriler bile hoşumuza gidiyordu,
hazmı daha kolay oluyordu...
hele o nefsimiz uyanmadan,
kalkıp çocuk makamında öpüşmelerimiz yok mu?..
bin yatağa değişmem inan,
bin makama değişmem!..
tamam tamam,
şimdi bitiriyorum!..
bir tur bisiklet isterim ama,
bir ısırık koparırım elmandan,
bir makas alırım yanağından!..



Mahmut Turan

27 Ocak 2018 Cumartesi

KİMLER GELMİŞ KİMLER

vay vay vay,
kimleri görüyorum kimleri!..
hangi rüzgar attı sizi,
siz buralara gelir miydiniz?..
öpeyim özlem,
öpeyim umut,
öpeyim barış!..
gördüğüme sevinmez olur muyum,
sevindim tabi deli!..
yüz yıl oldu değil mi görüşmeyeli,
yüz yıl olmuştur siz gideli?..
dışarda yağmur,
dışarda nem var...
girin lan girin içeri,
yabancı yok annem var!..



Mahmut Turan

26 Ocak 2018 Cuma

SORMADIN DİYE SÖYLÜYORUM

kaç saattir,
kendime gelmek için uğraşıyorum...
yoldaki dikenlerle cebelleşiyorum gelirken,
içimdeki kurtlarla boğuşuyorum...
dudaklarımı ısırıyorum biteviye,
masayı yumrukluyorum,
kumandayı savuruyorum!..
kendime gelmek için,
bütün yardım kanallarına başvuruyorum...
arsenikti,
siyanürdü,
eterdi...
bütün bunlara ne gerek vardı oysa,
seninlen içeceğim bir bardak çay,
kendime gelmek için yeterdi!..
çayın yanına da,
hiçbir şey istemezdim yeminlen!..
sen başını omzuma yaslardın inceden,
ben saçlarında yolculuk yapardım çayı tutmadığım elimlen!..
neyse,
fazla oyalanmadan kendime geleyim!..
zehir neyin içeyim,
zıkkım falan yiyeyim!..
iyi değilim inan,
kalp ağrısından ölüyorum!..
hani,
sormadın diye söylüyorum!..



Mahmut Turan

25 Ocak 2018 Perşembe

İNCE SİTEM

bana bakınca,
solmuş yüzümü gördünüz yanlızca...
çatlamış ellerimi,
sararmış parmaklarımı belki de...
sen de,
o da,
öteki de!..
kuşlara yem atan,
kedilere süt içiren biriyim oysa...
renkli kalem biriktiren,
hafta sonunu kitap okuyarak geçiren biriyim oysa...
mavi bir gökyüzüyüm kırmızı balonlar uçurulan,
çiçekli bir bahçeyim içinde koşulan...
ağzımın kenarındaki ince sitemi bile farketmedi hiçbiriniz,
İLGİSİZCE'yi bayağı bir ilerletmişsiniz anlaşılan!..
daha bugün bir amcayı karşıya geçirdim,
daha bugün bir karınca için panik yaptım!..
daha bugün bir bebeği sevdim mesela,
daha bugün bir çocuğa nanik yaptım!..
yazdığım şiirleri bir okuyun,
yaptığım resimlere bir bakın!..
"ah kimselerin vakti yok,
durup ince şeyleri anlamaya!"
ah ne güzel söylemiş Gülten Akın!..



Mahmut Turan

23 Ocak 2018 Salı

SEN AŞKI BECEREMEZSİN

soğuk ve puslu bir kış günü,
insan yalnızlığı iliklerine kadar hissediyor...
karnı aç kurtlar ekmek kavgası veriyor,
karnı tok kuşlar aşktan bahsediyor...
bahçedeki ağaçlar bir sarhoş gibi sallanıyor,
balkondaki çamaşırlar bir kadın gibi raksediyor...
böyle havalarda hiç kaldıramam gönül,
böyle havalarda sen ağır bir ceremesin!..
kuşlara neyin hiç özenme sakın,
sen aşkı neyin beceremezsin!..
ne yanağımız ıslansın bu soğukta,
ne yaramız kaşınsın!..
gel biz senle,
ortaklaşa bir çay içelim,
hiç bari içimiz ısınsın!..



Mahmut Turan

22 Ocak 2018 Pazartesi

ABİLERİM ABLALARIM!

bu saatlerde hüzün çöker,
bu saatlerde yürek depreşir,
bu saatlerde intihar mektubu hazırlanır...
gözlerin pencereye çevrildiği saatler işte bu saatler!..
abilerim ablalarım,
bu saatlerden almaz mıydınız?..
bu saatlerde boğaz düğümlenir,
bu saatlerde nutuk tutulur,
bu saatlerde insan susmaya zorlanır...
üzümlerin şaraba evrildiği saatler işte bu saatler!..
abilerim ablalarım,
bu saatlerden almaz mıydınız?..
bu saatlerde vefa haraç mezat,
bu saatlerde küfrün biri bin para,
bu saatlerde dünyanın anası pazarlanır...
masaların devrildiği saatler işte bu saatler!..
abilerim ablalarım,
bu saatlerden almaz mıydınız?..
ah bu saatlerde ne iyi gider!
şarkıdır,
şiirdir,
gazeldir...
ah bu saatlerde erkekler ne çirkindir,
ah bu saatlerde kadınlar ne güzeldir!..
abilerim ablalarım,
bu saatlerden almaz mıydınız?..



Mahmut Turan

20 Ocak 2018 Cumartesi

SİYAH PERDE

kahverengi gözlerime,
siyah bir perde inmiş nicedir...
baktığım şeyle gördüğüm şey aynı değil,
kaç gün kaç gecedir!..
acayip sıfatlar,
acayip yüzler...
suret belli değil,
eşkal belli değil!..
acayip sesler,
acayip izler...
kurt belli değil,
çakal belli değil!..
acayip erkekler,
acayip kızlar...
saç belli değil,
sakal belli değil!..
acayip lisanlar,
acayip sözler...
merhaba belli değil,
hoşça kal belli değil!..



Mahmut Turan

18 Ocak 2018 Perşembe

ALEM BUYSA

yorulunca sırtını yasladığın duvar,
ıslanınca sığındığın dam olmak isterdim!..
hafta içi beklediğin biri mesela,
hafta sonu vakit ayırdığın adam olmak isterdim!..
adım diline dolaşsındı isterdim gün boyu,
adım hiç düşmesindi ağzından!..
hadi,
bütün bunları geçtim ben!..
elinde tuttuğun şemsiye olsaydım bari,
hırkanı astığın askı en azından!..
her şeyin olmaya razıydım,
hiçbir şeyin olamadım oysa!..
asıl şimdi rezil benim,
asıl şimdi alem buysa!..



Mahmut Turan

17 Ocak 2018 Çarşamba

GECENİN SİNİR BOYLARI

gecenin sinir boylarında,
çıkarıp bir sigara yaktım...
kimine göre bir sinir harbiydi bu,
kimine göre bir taciz ateşiydi!..
zemherinin bu soğuk aylarında,
açıp pencereyi dışarı baktım...
gelsin elçiydi,
gitsin ateşeydi!..
biri daha vardı da gelenler arasında,
dilim dönmüyor adını söylemeye...
maslahatgüzar mı maslahatgezer mi,
onun gibi bir şeydi!..
bana gelmelerin biri biterken,
biri başladı!..
hüzünle uzun görüşmelerdi,
öfkeyle sıcak temaslardı!..
başım ateş püskürdü bana,
gözlerim su sıktı!..
bu gece anladım evimiz nemliydi,
bu gece anladım evimiz basıktı!..
hoyrat bir (el)di beni boğan,
derin bir elemdi!..
canımı en çok acıtan da,
bir ceberrut özlemdi!..
çocuk olsam kanepenin arkasına saklanırdım,
özlem beni görmesin derdim!..
kırk yaşında adamdım artık,
biri beni görse ne derdim?..
gece boyu ah'landı,
gece boyu ağlandı!..
Allah'tan uyku yetişti de,
olay tatlıya bağlandı!..



Mahmut Turan

16 Ocak 2018 Salı

BİR PARÇA ÖLÜM

senden sonra,
pek bir şey değişmedi...
her şey yerli yerinde,
her şey tastamam...
eski köy eski toprak yine,
eski tas eski hamam...
bir iki buralardan gitmeyi denedim,
gidemedim bir türlü!..
bir ikiyle olsa yine kırardım zincirleri,
657'yle bağlıydım!..
ne bir dönüşüm oldu bu yüzden,
ne bir evrim...
hala saçlarımı kısa kestiriyorum,
hala ince favorim...
ne bir hayal gerçekleşti,
ne bir emel...
hala Tekirdağ işte,
hala Camel...
ağrıyan bel,
bozulan bağırsak...
senden sonra,
pek bir şey değişmedi diyorum!..
azalan geliri,
artan kirayı saymazsak!..
hala aynı bina,
hala aynı kat...
hala aynı handikap,
hala aynı barikat...
hala ince düşünüyorum,
hala kalın giyiniyorum...
hala şiir yazıyorum,
hala barışa değiniyorum...
hala Ahmed Arif en başta geliyor,
hala Ahmet Kaya sanatçılar arasında...
hala sabahın köründe kalkıyorum,
hala hıçkırarak uyanıyorum gecenin bir yarısında...
hala bizim evde,
yemekler arasında pilav birinci...
annem bulguru tercih ediyor genelde,
ben pirinci...
senden sonra,
pek bir şey değişmedi inan bana!..
yolumuz hala bozuk mesela,
sokağımız hala dar...
annem bütün yaşlandı işte,
ben bir parça öldüm o kadar!..



Mahmut Turan

15 Ocak 2018 Pazartesi

SENİ SEVİYORUM İŞTE!

elimi kaleme vurmayacağım,
ağzımı şiire sürmeyeceğim!..
seni seviyorum işte,
fazla detaya girmeyeceğim!..

Mahmut Turan

14 Ocak 2018 Pazar

SEN SADECE GİTTİN

sen hiçbir şey yapmadın,
sen sadece gittin...
sen gidince;
birinci gün,
annem beni sütten kesti...
eteğini çekiştirdim,
anneme küstüm ben!..
ikinci gün,
babam beni sigara içerken yakaladı...
babam bana tokat indirdi,
ben babama el kaldırdım!..
üçüncü gün,
ablamla takıştık...
önce küllahları değiştik,
sonra odaları ayırdık!..
dördüncü gün,
kimsesiz kaldım ben...
beşinci gün,
kötü çocuklarla gezdim...
altıncı gün,
karanlık yerlerde dolaştım...
yedinci gün,
okulu kırdım...
sekizinci gün,
işi astım...
dokuzuncu gün,
çayı rakıyla ikame ettim...
onuncu gün,
serseri oldum çıktım ben,
hep sokaklarda ikamet ettim!..
artık dönsen de,
hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!..
annem göğüslerini bana göstermeyecek bir daha,
babam beni hiç affetmeyecek,
ablam asla benle aynı odada kalmayacak!..
herkes bir şey yaptı,
herkes bir şey söyledi!..
sen hiçbir şey yapmadın ama,
sen sadece gittin!..



Mahmut Turan

12 Ocak 2018 Cuma

KADIN ŞARAP GİBİ

bunlar hep yarım kalır,
bunlar tamamına eremez...
bunlar aynı en ırmağa girer en fazla,
bunlar aynı yatağa giremez...
bunların yüz göz olacakları,
yüz metre öteden belli...
selvi boyu,
ince beli...
kadın şarap gibi,
adam alkole tövbeli...

KÜÇÜK KARA BALIK

bütün sıkıntılar art arda,
bütün aksilikler üst üste gelse de...
yine de bir yolunu bulup,
güleceğiz enkazların arasında...
belki bir şafak vakti patlatırız kahkahayı,
belki bir gece yarısında...
bize kalan bütün ihalelerden çekileceğiz,
bize fatura edilen hiçbir hesabı ödemeyeceğiz!..
güleceğiz diyorum güleceğiz,
ayıp mayıp demeyeceğiz!..
hele biraz daha susalım,
hele biraz daha somurtalım!..
hele şu işleri yoluna koyalım bir,
hele şu rayları iyice oturtalım!..
ağız dolusu güleceğiz hem de,
Sağır Sultan bile duyacak!..
hatta öyle güzel güleceğiz ki,
Sağır Sultan da bize katılacak!..
hiç kesmeyeceğiz gülmeyi,
bir ömür boyu sürecek!..
hülasa,
ez cümle...
çatlasa da patlasa da,
koca götlü şişko dünya!..
Küçük Kara Balık,
derenin bittiği yeri görecek!..



Mahmut Turan

11 Ocak 2018 Perşembe

ÇOK UYKUM VAR

gözlerim kan çanağı,
sanki içinde kum var...
yıldızları söndür Tanrı'm,
inan çok uykum var!..
annemi namaza kaldırıyorum ben,
işe gidiyorum sabah erken...
yatağımı kıbleye doğru sererim söz,
dua ederim yatarken!..
gözlerim ha düştü,
ha düşecek!..
sonra kim kaldıracak,
sonra kim öpecek,
sonra kim iyileştirecek?..



Mahmut Turan

10 Ocak 2018 Çarşamba

SENİ BÖYLE ALALIM!

ne bileyim işte,
ben seni görünce,
her şey farklı bir boyut kazanıyor...
kayısı tomur veriyor kış günü,
duvardaki çatlakta bir çiçek yeşeriyor,
asfaltın ortasından bir ot uzanıyor...
bir arkadaşımdan güzel bir fıkra dinlemiş gibi oluyorum,
annemden güzel bir masal...
ne bileyim işte,
ben seni görünce,
öksürüğe meydan okuyorum,
ay sonunu takmıyorum misal...
böyle kıpır kıpır oluyor içim,
böyle 
caddenin ortasında  koşmak istiyorum...
böyle şarkı söylemek uzun uzun,
böyle şiir yazmak istiyorum!..
böyle bir havalara giriyorum ben,
böyle bir yürüyüşüm değişiyor...
böyle tuttuğum takım falan,
böyle siyasi görüşüm filan değişiyor...
böyle eteklerim zil çalıyor benim,
böyle eteğimdeki taşlar teneffüse çıkıyor...
böyle diyorum beraber sevinelim,
böyle diyorum beraber mutlu olalım!..

durum böyle,
öyle durma sevgilim,
seni böyle alalım!..



Mahmut Turan

9 Ocak 2018 Salı

BENİ DİNLERSENİZ

moder(i)n acılar,
eski yaralar...
dalıp dalıp gidiyorum ,
yine bu aralar...
düşebilirim giderken,
kırılabilirim!..
parçalarımı toplayın görürseniz,
eski yerine taktırın!..
kafam yerinde değil,
aklım firari...
öfkenin tam zamanı,
küfrün tam yeri...
üzebilirim konuşurken,
kırabilirim!..
ağzımdan kötü şeyler duyarsanız,
lütfen beni ayıktırın!..
suça meyil var bende,
intihara eğilim...
hiç iyi görünmüyorum,
hiç iyi değilim!..
zincire vurabilirim kendimi,
dağlara vurabilirim!..
dostlar beni dinlerseniz,
bir doktora baktırın!..



Mahmut Turan

7 Ocak 2018 Pazar

AŞK BAZEN

belki aramızdaki soğukluk geçer,
belki aramızdaki buzlar erir...
belki bahar olaylara müdahil olur,
belki bütün sıkıntılarımızı giderir...
bir koşu gidip,
bir belkiye sığınıverelim gönül!..
umutlara ekmek ufalayalım içinde,
keşkelerin suyunu verelim gönül!..
bazı şeyler olacak ki,
bazı şeyler olsun!..
kör olmasaydı Veysel,
ihaneti görür müydü?..
biliyorum,
buraya gitmedi bu benzetme!..
neyse çaktırma yine de,
beni rezil etme!..
tamam o zaman,
eğer padişah sensen çayı sen koyacaksın!..
yok eğer padişah bensem,
emrediyorum git çay koy hadi!..
bir berber bir berbere demiş ki,
gel beraber intihar edelim!..
gerçekler acıdır,
biber de acıdır...
o halde acımız büyük,
o halde aşk bazen acıdan saçmalamaktır!..



Mahmut Turan

6 Ocak 2018 Cumartesi

BEN SENİ HİÇ UNUTMAM Kİ

unutmak nere,
ben nere!..
hiç öyle bir şey yapar mıyım ben sana,
beni suçlama yok yere!..
önceleri bir su birikintisiydi şuramdaki yerin,
şimdilerde coşkun bir dere...
çıktığım şu yola yemin olsun aha,
oturduğum şu mindere!..
kimi dinledimse,
seni duydum hep...
kimi gördümse,
seni izledim!..
boynundan zarifçe öpmeyi nasıl özledim bilsen,
saçlarını hunharca bozmayı nasıl özledim!..
pembe kılıfını mesela,
mavi anahtarlığını bile özledim!..
gülüşlerini ihtiyaç halinde özledim,
ağlayışlarını durduk yere!..
amele yanıkların,
kaz ayakların duruyorsa eğer,
onları benim yerime öp bir kere!..
hele gözlerinle burnun,
özlenmekte birbiriyle yarışıyor!..
kokunu saymıyorum hiç,
sayınca kafam karışıyor!..
kalbimde sana ayırdığım yer,
rezerve edilmiş halde öylece duruyor...
yahu ne unutması,
yahu git Allah'a sen!
ben seni hiç unutmam ki,
millet bir yerinden uyduruyor!..

Mahmut Turan

5 Ocak 2018 Cuma

KAR

iyi bir kar yağsındı keşke,
bütün kara parçaları beyaza bürünsündü!..
kuşlar beyaz uçsundu,
ağaçlar beyaz görünsündü!..
iyi bir kar yağsındı keşke,
bahara kadar erimesindi!..
trafik felç olsundu mesela,
araçlar yürümesindi!..
özlemin hükmünü kırsındı,
içimdeki sıkıntıyı alsındı!..
bir iki üşürdüm,
bir iki kayardım,
bir iki düşerdim,
ama olsundu!..
dünyanın çivisi burama battı,
toprağın kokusu burama sindi!..
iyi bir kar yağsındı keşke,
burama kadar gelsindi!..



Mahmut Turan

4 Ocak 2018 Perşembe

BİR YORGUNLUK Kİ

bir yorgunum ki anne,
hiç sorma!..
dünya bir öküzün sırtında değil,
dünya benim sırtımda dönüyor desem şaşırma!..
bir yorgunluk ki,
sebebi kar kış değil!..
bir yorgunluk ki,
bir asra bedel!..
bir yorgunluk ki,
bir kahvenin alacağı iş değil!..
ne omzumda ağır bir çanta var,
ne elimde büyük bir paket!..
ayağımdaki papuç bana ağır geliyor anne,
dalımdaki ceket!..
yüksek ateşler,
soğuk terler!..
iyiyim desem,
benden belge isterler!..
bahse girsem kaybederim şimdi,
yarış yapsam kazanamam!..
bırak kornişteki perdeleri indirmeyi,
masadaki kumandaya uzanamam!..
susamış değilim,
acıkmış değilim!..
koşmuş değilim,
merdiven çıkmış değilim!..
yine de hiç halim yok bak,
yine de nefesim tükendi!..
hani anne,
hani ölmek için kırk yaş erkendi?..



Mahmut Turan

3 Ocak 2018 Çarşamba

BARDAĞIN DOLU TARAFI

kalbim yaralı benim,
elim darda...
hem aşkta kaybetmişim,
hem kumarda...
hayallerim bölük pörçük,
umudum lime lime!..
sabır diyorsun,
sabır benim için içi boş bir kelime!..
benzim solmuş bak,
iştahım kaçmış yine bu ara!..
çay üstüne çay,
sigara üstüne sigara!..
ne kalk bir dolaş,
ne dön bir etrafına bak!..
sabah yolunu gözle ayrıldığın kadının,
akşam fotoğrafına bak!..
şans yok,
para yok,
huzur yok!..
bir de diyorsun ki,
bardağın dolu tarafına bak!..
bakayım bakmasına da,
ortada bardak yok abi,
ortada bardak yok!..



Mahmut Turan

2 Ocak 2018 Salı

SENSİZ YAŞLANMAMALIYDIM

sensiz yaşlanmamalıydım böyle,
senle yıllanmalıydım!..
siyahlara bürünmemeliydim böyle,
allanıp pullanmalıydım!..
düzenli bir iş bulmalıydım kendime,
bir düzen kurmalıydım!..
ne şu şiir işine girmeliydim,
ne şu sözcüklere bulanmalıydım!..
ev dizmeliydim ben,
bahçe düzenlemeliydim!..
markete gönderilmeliydim,
ekmeğe yollanmalıydım!..
ne denize düşmeliydim böyle,
ne yılana sarılmalıydım!..
it kopuğun peşinde değil mesela,
bir afacanın arkasından dolanmalıydım!..
ah ben bu elleri duvar yumruklamakta değil,
ah ben bu elleri tütün sarmakta hiç değil!..
ah ben bu elleri,
alnından öpmek için,
önlere gelen saçlarını,
yanlara götürmekte kullanmalıydım!..



Mahmut Turan