30 Haziran 2017 Cuma

GİTSİN BAKALIM!

ona gönül verdim,
ona zaman harcadım,
ona ağladım...
böyle şeyler söylenmez ama,
elinden tuttum onun,
yanağından öptüm,
saçlarını bağladım...
o ne yaptı peki?
tuttu gitti!..
çocukluğu tuttu gitti,
inadı tuttu gitti,
gururu tuttu gitti!..
gitsin bakalım!..
ardından bakalım,
resimlerine bakalım,
hatıralarına bakalım!..
attığı yüzüğüne bakalım mesela,
unuttuğu hırkasına bakalım!..



Mahmut Turan

29 Haziran 2017 Perşembe

ÖF YA!

umut fakirin ekmeğidir,
onu biliyorum...
sağlığım için acilen ekmeği kesmem lazım,
onu da biliyorum...
öf ya,
her şeyi bilen insanlardan nefret ediyorum!..



Mahmut Turan

28 Haziran 2017 Çarşamba

BİZ AYRILIRSAK

biz ayrılırsak,
Türk Aile Yapısı,
toplumun etiği bozulur...
biz ayrılırsak,
şebeke suyuna fabrika atıkları karışır,
bitkilerin genetiği bozulur...
biz ayrılırsak,
yaprak dalından sıyrılır,
dişi kuşun yuvası bozulur...
biz ayrılırsak,
Mevlana'nın çağrısı,
Yunus'un davası bozulur...
biz ayrılırsak,
şerdeki hayır,
hayırdaki alamet bozulur...
biz ayrılırsak,
sırdaki kadem,
nikahtaki keramet bozulur...
biz ayrılırsak,
memlekette tarım biter,
çiçekler artık naylondan yapılır...
biz ayrılırsak,
martılar Kız Kulesi'nden aşağı atar kendini,
balıkçılar akıntıya kapılır...
biz ayrılırsak,
raftaki gıdalar,
ambardaki darı bozulur...
biz ayrılırsak,
kapının kilidi,
şehrin anahtarı bozulur...
biz ayrılırsak,
bülbüldeki şevk kırılır,
güldeki koku bozulur...
biz ayrılırsak,
coğrafi şartlar değişir,
tarihi doku bozulur...
biz ayrılırsak,
kentsel dönüşüme girer güzelim mahalle,
evlerin tapusu bozulur...
biz ayrılırsak,
bölünmeye gider ülke,
devletin üniter yapısı bozulur...
bak demedi deme!
biz ayrılırsak,
işler rayından çıkar,
dünyanın günlük döngüsü bozulur...
biz ayrılırsak,
Hasankeyf sular altında kalır,
dünyanın ekolojik dengesi bozulur...
hadi,
bütün bu saydıklarım şurda dursun...
bak ben kendimi şaraba veririm sonra,
bak sen çok kilo alırsın!..
yani,
ayrılmalı mıyız illa?..
gel,
biz ayrılmayalım,
bak,
valla!..
iyi,
sen bilirsin...
makyaj malzemeleri karaborsaya düşsün,
temel eğitim yirmi yıla çıksın da,
o zaman görürsün!..


Mahmut Turan

27 Haziran 2017 Salı

BAK BUGÜN BAYRAM!

yakında ölürüm ben,
beni uzağa götür anne!..
daha bu dert beni çok süründürür,
daha bu sigara beni çok öksürtür anne!..
özlem uzakta,
umut uzakta,
mutluluk uzakta...
kimse gelmesin bizimle,
ikimiz el ele verip de gidelim!..
ev bizim değil zaten,
eşyaları ikinci elciye gönderip de gidelim!..
hüznü yanımıza almayalım,
varsın kendi kendine söylensin...
acıyı sürgüne gönderelim,
haritadan kendine bir yer beğensin!..
görmek uzakta,
kavuşmak uzakta,
sarılmak uzakta...
oturmayalım öyle kös kös,
oturmayalım öyle gayretsiz!..
bak bugün bayram,
bak bugün otobüsler ücretsiz!..



Mahmut Turan

24 Haziran 2017 Cumartesi

GELSEN BAYRAM EDERİM

seni görmek de,
bayramdan sayılır aslında...
gelsen var ya;
bayram ederim ben,
bayram!..
omzuma başını koysan şeker olur mesela,
elini atsan harçlık...
işin varsa tutmam seni,
acelen varsa anlarım...
fazla durmasan da olur,
ben üç güne tamamlarım...
gerek saat sürsün bayram,
gerek gün...
gelirsin değil mi,
aziz mübarek gün?..



Mahmut Turan



22 Haziran 2017 Perşembe

NE ZAMAN ÇOCUKLUĞUMA İNSEM

ben ne zaman çocukluğuma inecek olsam,
annemi ayran yayarken görüyorum...
ben ne zaman çocukluğumda biraz oturacak olsam,
babamı yevmiyelerini sayarken görüyorum...
komşular eski komşular,
evler yerli yerinde...
salça kazanlarını ateş üstünde görüyorum,
pekmez kaplarını dam üzerinde...
lastik ayakkabılarımı yine ters giyiyorum,
ayaklarımı yan yana getirince anlıyorum...
yine aklımda bir şeytanlık var,
yine bir hinlik planlıyorum...
teveklere basıyorum salatalık koparırken,
kardeşime bir şaplak atıyorum arada...
yine top peşinde koşturuyorum akşama kadar,
yine eve çağrılıyorum akşam ezanı okunduğu sırada...
kümelere ayrılıyorum okulda,
bir kümeden bir kümeye el sallıyorum...
ilk yerli uçağı sınıfın penceresinden okulun sahasına indiriyorum,
kalpli silgimde diş izleri var...
mıntıka temizliyorum her sabah,
üstümü ıslatıyorum...
ilk işim,
ilk ticaretim...
al satıyorum bal satıyorum,
ustam ölmüş ben satıyorum...
ilk kayboluşum,
ilk sigara denemem...
kimleri kimleri görüyorum çocukluğuma inerken,
ama hiçbirini söylemem!..
sivilcelerimle uğraşıyorum habire,
boyumu takıntı yapıyorum...
benimle konuşulmuyor yine,
buluttan nem kapıyorum...
sen çocukluğumun bir ucundasın yine,
ben bir uçta...
büyümek için acele ediyorum,
iki ayağım bir papuçta...
sonra ben ne zaman çocukluğumdan çıkacak olsam,
kendimi kan ter içinde görüyorum...
sırtım su içinde kalıyor,
göğsümde bir iç kanama...
insan çocukluğuna inip çıkarken,
epey yoruluyor ama...
bin kilometre yol yapmış,
bin kaza atlatmış gibi geliyor adama...



Mahmut Turan

21 Haziran 2017 Çarşamba

İNMEZ ÇIKMAZ BİR ALLAH

herkes çıktığı yerden iner bir gün,
inmez çıkmaz bir Allah!..
cebindeki kimlik iner,
belindeki silah...
piyon indi,
vezir indi,
şah indi...
bak şu kargalara,
zamanında hepsi şahindi!..



Mahmut Turan

20 Haziran 2017 Salı

İNSAN SENİ SEVİNCE

insan seni sevince,
siyasi görüşü değişiyor...
çiçeklerle konuşuyor,
kuşlarla şakalaşıyor...
kedilerle selamlaşıyor,
köpeklerle tokalaşıyor...
okuduğu kitaplar,
dinlediği müzikler değişiyor...
giydiği elbiseler,
taktığı yüzükler değişiyor...
oturması değişiyor,
kalkması değişiyor...
gülmesi değişiyor,

bakması değişiyor...
ne yalan söyleyeyim,
insan seni sevince yürüyüşü değişiyor...



Mahmut Turan

19 Haziran 2017 Pazartesi

DÜNYAYI SEN YÖNETMELİSİN

dünyanın en iyi kalbi sende atıyor,
dünyanın en güzel kızı sensin bence...
dünyanın merkezi Çorum falan değil,
dünyanın merkezi sensin bence...
dünyayı sen kurtarırsın ancak,
dünyayı sen yönetmelisin!..
savaş tamtamlarını sen kestirmelisin,
barış türkülerini sen söyletmelisin!..
ne Afrika,
ne Çin'de...
dünyadaki en değerli cevherler,
kesinlikle senin içinde...
varsın herkes seni sıradan biri gibi görsün,
varsın herkes seni etten kemikten biri sansın!..
her iddiasına varım,
bence sen seçilmiş bir insansın!..
dünyadaki en anlamlı bakışlar senin gözlerinde,
dünyadaki bütün sır perdeleri sende saklı...
galiba ben seni severken biraz faşistlik yapıyorum,
galiba devrimciler haklı!..



Mahmut Turan

BİZİ HEP BİR ŞEYLERLE KORKUTTULAR

bizi hep bir şeylerle korkuttular sevgilim,
bizi hep bir şeylerle korkutacaklar...
küçükken yaramazlık yaptık,
öcüyle korkuttular...
büyüdük isyan ettik,
kolluk gücüyle korkuttular...
yere yatırdılar bizi,
camdan sarkıttılar...
parçaladılar hepimizi,
etrafa dağıttılar...
biz önceden ateş parçasıydık,
bizi üfleye üfleye soğuttular...
bizi hep bir şeylerle korkuttular sevgilim,
bizi hep bir şeylerle korkutacaklar...
savaştık ölümle korkuttular,
sevişsek cehennemle korkutacaklar...


Mahmut Turan

18 Haziran 2017 Pazar

BABAM

babam benim,
koca babam!
çocuğuna kocaman,
karısına koca babam!..
bir başta kaç boğazı taşır,
bir başına kaç boğazı dolaşır?
sabah demez akşam demez,
bugün için çabalar,
yarın için çalışır...
nasıl olur anlamam ben,
burda olsa sırrından öperdim...
amele yanığı,
çatlamış eller...
burda olsa nasırından öperdim...
ne makamı var,
ne koltuğu...
burda olsa hasırından öperdim...
biraz cahil kalmış,
biraz köylü...
burda olsa kusurundan öperdim...



Mahmut Turan

VEDA

başında kalıyordun hani,
sonunda gidiyorsun demek...
ömrün gidiyor demenin dolaylı yoldan bir anlatımıdır bu,
bunu direk yüzüme söylemek...
gidiyorsun ya,
şimdi hangi yabancı duyguyu Türkçe'ye çevirsem,
anlamı bana acı gelecek...
gidiyorsun ya,
şimdi hangi tanıdığı dinlesem,
sözleri kulağıma yabancı gelecek...
sen aslında çıkıp gitmiyorsun,
sen aslında yüreğime iniyorsun...
sen aslında bana veda etmiyorsun,
sen aslında yeni bir silahı benim üzerimde deniyorsun...
git o zaman,
git bakalım!..
git ki yüzümüzü dökelim,
git ki canımızı yakalım!..
sanma senden sonra ben kimseye yar olurum,
sanma senden sonra benden bir baltaya sap olur!..
sen gidersen,
benden olsa olsa meyhaneciye iyi bir ahbap olur...
yakın gözlüğümle dudaklarını okurum uzaktan,
yanımda bir tek kelime etme giderken...
şu titreyen ellerimle vedayı bile kaldıramam belki,
hutbeye hiç gerek yok!..
iki yalın insanız biz artık seninle,
ismimin başındaki eski sözcüğünü de al götür kendinle,
sıfata rütbeye hiç gerek yok!..
git o zaman,
bu mevsimde çok çok güneş kızar sana....
sanmam ki fırtına önüne çıksın,
sanmam ki kar yolunu kessin...
git o zaman,
yolun açık olsun,
işin rast gelsin!..



Mahmut Turan

17 Haziran 2017 Cumartesi

ŞÜPHEYE YER KALMASIN

bir türlü içinden çıkamıyorum,
içine düştüğüm boşluğun...
başımda ateş çemberleri dönüyor,
etrafımda hendekler kazılı...
bütün çıkış yollarında bariyerler var,
bütün çıkış levhalarında sevgili isimleri yazılı...
bir boşluk ki uzay boşluğu gibi,
hiç ucu bucağı yok...
bir boşluk ki ucube bir heykel gibi,
hiç kolu bacağı yok...
kimse bana aşağıdan merdiven uzatmasın,
kimse bana yukarıdan ip salmasın!..
dostlukla,
vefayla,
güvenle doldurun içine düştüğüm boşluğu...
doldurun ki,
şüpheye hiç yer kalmasın!..



Mahmut Turan

16 Haziran 2017 Cuma

BU GECE DE

sen doğacak çocuğuna isim ararken,
görümce ile,
elti ile...
ben gözüme inen perdenin kornişini taktım,
matkap ile,
hilti ile...
sen bu gece de iki isim arasında kaldın muhtemelen,
ben yine inilti ile...
çok gürültü çıkardım kaşlarımı delerken,
alt komşum kapıya gelir şimdi...
gel de cevap ver hadi!
zorla uyuttuğum bebeğimdi,
sabah erken gideceğim işimdi...
ağzını toplamayacak mendebur,
yine sayacak bir bir...
sana Allah rahatlık versin,
bana da sabır!..



Mahmut Turan

14 Haziran 2017 Çarşamba

GECENİN BİR YARISI

çıkarır,
gecenin bir yarısı hayallerini sayarsın...
çocukken topladığın bayram şekerlerini,
gazoz kapaklarını,
bilyelerini sayar gibi...
gecenin öbür yarısında,
hepsini aldığın yere geri bırakırsın...
seferi iptal edilmiş bir otobüs biletini,
defolu çıkmış bir malı,
çok sevdiğin bir emaneti sahibine geri verir gibi...
biraz kırgın,
biraz kızgın,
biraz isteksiz...
tırnaklarını kemirirsin sıkıntıdan,
kafanı kaşırsın...
iki yarım arasında canın sıkıldıkça sıkılır,
tutar Allah'ın işine karışırsın...
bir keşke,
bir ah...
bir keşke,
bir ah...
sonrası işgüzarlık,
sonrası isyan,
sonrası günah...



Mahmut Turan

11 Haziran 2017 Pazar

BU ŞİİRİ SANA YAZDIM

bu şiiri ben sana yazdım.
umarım okursun,
umarım hoşlanırsın...
bu şiiri ben sana yazdım.
belki gölgesine sığınırsın,
belki duvarına yaslanırsın...
bu şiiri ben sana yazdım.
el emeği,
göz nurudur...
iğde çiçeği gibi güzel kokar,
çoban çeşmesi gibi durudur...
askı dolap bulamazsan,
bu şiire ceketini asarsın!..
ekmek mushaf bulamazsan,
bu şiire elini basarsın!..
bu şiiri ben sana yazdım.
ela gözlerine sürme,
elma yanaklarına al olsun!..
tüm mısraları senin üstüne yaptım,
ananın ak sütü gibi helal olsun!..
bu şiiri ben sana yazdım.
önünde bir seçenek olarak dursun,
yüreğinde kor olarak!..
bu şiiri ben sana yazdım.
cebinde hatıra olarak dursun,
evinde dekor olarak!..



Mahmut Turan

10 Haziran 2017 Cumartesi

BUGÜN DE BİTTİ

bir gün daha geçti,
bir gün daha bitti...
erler içtima aldı,
işçiler gece vardiyasına gitti...
baykuşlar tünedi,
sarhoşlar sızdı...
ben ev ödevimi yine yapmadım,
Nazım saat 21-22 şiirlerini çoktan yazdı...
bir gün daha geçti,
bir gün daha bitti...
bugün de ortalık kana bulandı,
bugün de cezalı çocuklar sokağa salınmadı...
bugün de en yüksek vergi tekelden alındı,
bugün de hiçbir şeyden geri kalınmadı...
balkondan balkona kadeh tokuşturuldu,
kahvede hükümete gensoru verildi yine...
bugün de herkes haklıydı,
bugün de ben bir şey bilmiyordum...
bugün de kumarbazlar oyundan kalkmadı,
bugün de hafızlar cüz'e gitti...
bugün de sermayeyi çıkaramadık,
bugün de dünyanın anası ucuza gitti...
bugün de çok sıkıldım ben,
bugün de suyum çıktı...
bugün de pratikte bütün yollar kapalıydı bana,
bugün de teorik olarak önüm açıktı...
borsa indi çıktı yine,
enflasyon tam gaz...
kitap oku,
şiir yaz!..
bir gün daha geçti,
bir gün daha bitti...
bugün de en az kırk defa fikir değiştirdim,
bugün de seni sevme fikrim sabitti...
bugün de geçti,
bugün de yaralarım geçmedi...
bugün de bitti,
bugün de hasret bitmedi...



Mahmut Turan

8 Haziran 2017 Perşembe

YAŞIMI BAŞIMI ALIP GİDİYORUM

yaşımı başımı alıp gidiyorum ben,
yitik gençliğim anti aging militanlarına kalsın!..
kitaplarımı bir köy okuluna bağışlıyorum,
şiirlerimi ölü ozanlar derneğine...
menzilim belli,
kararım net...
annem tansiyon ilacını ihmal etmesin,
sevdiğim Allah'a emanet!..
adıma kayıtlı bütün telefon hatlarını,
şehirdeki ahraz oğlanların adına çevirin!..
beraber gittiğimiz bütün mekânları kapatın,
beraber kahve içtiğimiz bütün fincanları ters dönderin!..
acım benle gelecek,
hüznüm benle!..
ay yıldızlı formam sonra,
sarı lacivert atkım olsun!..
gayrı safi milli hasıladaki payımdan feragat ediyorum,
cari açığın kapanmasına bir katkım olsun!..
yoruldum artık,
çok bunaldım...
kendime bir ölüm şekli beğendim geçenlerde,
bütün yaramı basıp aldım...
bak,
az daha unutuyordum!
arka bahçeye biraz çiçek tohumu gömdüydüm,
göz kulak olun da çocuklar sökmesin!..
haydi,
bana eyvallah!
yaşımı başımı alıp gidiyorum ben,
ardımdan kimse bir tas su dökmesin!..



Mahmut Turan

7 Haziran 2017 Çarşamba

SU GİBİ

su gibi akıp geçiyor zaman,
suyun altındaki incilere değil de,
suyun üstündeki çer çöpe takılıyor gözlerim...
çerle birlikte anılarım sürükleniyor,
çöple birlikte hayallerim...
nem varsa önüne katıyor,
zaman denen şu azgın su...
zaman zaman değil de,
sanki post modern bir Moğol Ordusu!..
bir can simidi bulup,
atıyorum can havliyle...
onu da çer yırtıyor,
ona da çöp batıyor haliyle...
çırpınmalar,
batmalar,
boğulmalar...
keşke'ye misafir oluyorum bir süre,
neyse'nin affına sığınıyorum,
hayırlısı'na temelli yerleşiyorum...
yeri dar ama,
aklım kalkıp oynuyor yine de...
(oynak şey!)
senin tuhafına gidiyor,
sana saçma geliyor demi?..
hıh!
dünyayı su basmış,
ördeğin şeyinde mi?..



Mahmut Turan

5 Haziran 2017 Pazartesi

BENDEN DOYMUŞ OLMAYIN AMA

sokak kedileri gelin,
benim iki ciğerimi de yiyin!..
göçmen kuşlar siz de gelin,
benim bütün kanımı için!..
çatal kaşık orda bakın,
bıçak masada!..
benden doymuş olmayın ama,
ciğeri kanı beş para etmez,
sahte adamlar dolaşıyor piyasada!..



Mahmut Turan

YORGUNUM

ceketim dalımda dursun garson,
sen yorgunluğumu kopar!..
çay ver hemen,
küllük getir apar topar!..
bir ton endişe taşıdım sabahtan beri,
bir ton sıkıntı çektim...
ter bastı gelirken,
az kalsın ezilecektim!..
aklım beni buraya bırakıp gitti yine,
nefes nefese kalmışım...
ellerimde kelepçe,
ayaklarımda pranga var sanki...
üç vakte kadar hiçbir yol görünmüyor bana,
önüm arkam bariyer...
içimi kurtlar kemiriyor,
başıma aç yırtıcılar üşüşmüş...
biri pişirir şimdi beni,
biri yer!..
zaten bu son gelişim,
gördüğüm göreceğim...
ha bu arada,
lavabo ne tarafta garson,
kalbimi tüküreceğim?..


Mahmut Turan

1 Haziran 2017 Perşembe

KIRK KERE SÖYLEDİM

kırk kere düşmüşüm,
kırk kere kalkmışım...
kırk yerim acımış,
kırkına da dayanmışım...
kırk çığlık atmışım,
kırk katır ürkütmüşüm...
kırk keçi kaçırmışım,
kırk deve gütmüşüm...
kırk kuyu bulmuşum,
kırk taş atmışım...
kırk ayak görmüşüm,
kırk iz sürmüşüm...
kırk ikindi ıslanmışım,
kırk gece öksürmüşüm...
kırk fırın ekmek yemişim,
kırk yemin içmişim...
kırk kat olmuşum,
kırk delikten geçmişim...
kırk kere söylemişim size,
kırkım çoktan çıkmış benim!..
çocuk değilim artık,
kırkıma merdiven dayamışım!..



Mahmut Turan