GÜZEL GÜNLER YAKINDIR

farkındayım,
günler su gibi geçmiyor artık...
günler,
bu ara kaplumbağa hızında...
ekmeğin de eski tadı yok,
tuzun da!..

hangi gece var ki ama,
sabah olmamış?..
hangi bulut var ki de bana,
güneş çıkınca kaybolmamış?..

elbet bütün yolcular gibi,
kaplumbağa da menzile varacak er geç...
koşsa da varacak,
sürünse de!..
güzel günler yakındır,
inan bana...
şimdilik,
uzak gibi görünse de!..

yine açılacak okul,
yine açılacak spor salonu,
yine açılacak berber...
yine resim çekeceğiz,
yine çay içeceğiz beraber!..

köpek gezdireceğiz dışarda,
bisiklet süreceğiz,
vitrinlere bakacağız...
kiraz toplayacağız mesela,
dut sıkacağız...

az kaldı az,
son birkaç adım...
bak,
ilk çıkan kirazlar benim ama,
güzel günlere ilk ben inandım!..

Mahmut Turan

KUŞKONDU

sabah sabah,
yaralı bir kuş kondu penceremin pervazına...
yarası olan,
yarası olanı daha çok severmiş ya...
su koydum önüne,
ekmek uzattım ağzına...

kuşkonmaz vardı balkonda,
görmesin istedim,
gövdemi siper ettim...
camı sildim hemen,
su sesi açtım YouTube'dan,
manzarayı süper ettim!..

seyrettim sadece kuşu,
elimi hiç sürmedim...
kuş diliyle konuşmaya kalktım,
öksürük tuttu beni...
yine de,
kaçmasın diye öksürmedim...

kanadında kırık vardı,
gagasında kan...
böyle melul bir bakışı vardı,
böyle yürek burkan!..

belli ki,
taşa tutmuştu biri...
çıkardım bir sigara yaktım,
bir tane de kuşa tuttum gayriihtiyari...
hıh,
hiç kuş sigara içer mi?..
ne bileyim işte,
öyle yaktı ki içerimi!..

çok geçmedi,
topallaya topallaya uçup gitti...
giderken kısık bir ötüşü vardı,
"eksik olma"dediğini anlamaya yetti...

bilmiyorum,
gittiği yer hangi kıyı köşeydi...
yok hayır,
öyle kafeslik kuşlardan değildi,
benim gibi çirkin bir şeydi!..

Mahmut Turan

BABA

her sene,
yaz gelende...
aklıma,
sen gelirsin baba...
kimi görsem,
kazma kürek var elinde!..
sen aklıma gelince de,
aklım gider...
kalem tutmayı öğrettiğin güne gider mesela,
gül dikmeyi öğrettiğin güne,
araba sürmeyi öğrettiğin güne...
derin bir ah çekerim ardından,
kahrederim öldüğüne!..
öyle içten dualar ederim ki sana,
dünya bir tur daha döner,
yüzün suyun hürmetine!..
koşar bir kadının eteğine sığınırım sonra,
anama yani,
senin kutsal emanetine!..
geçim derdine düştüm,
içinden çıkamıyorum baba...
mezarına gelemiyorum nicedir,
ektiğim çiçekler açtı mı acaba?..
en kısa zamanda,
en kısa zamanda ama...
gelip toprağına yüz süreceğim,
bugün söyledim anama!..
geleceğim söz diyorum,
geleceğim anamı alıp yanıma!..
biliyor musun baba?
parklardan korkuyorum da,
mezarlıklardan korkmuyorum şimdi...
bir söz var ya hani;
"mezarlıktan korkanın,
sevdiği ölmemiştir" diye...

Mahmut Turan

ÖZLEDİM

basit bir hayatımın olduğunu düşünürdüm,
ben eskiden...
evden işe,
işten çay ocağına falan giden...
öğrendim ki,
basit bir hayatım yokmuş aslında...
düşün,
elimde çayım,
yanımda dostlarım,
oturmuşum bir köşede...
meğer,
ağa da benmişim,
paşa da!..
daha önce,
ne çok şey yapıyormuşum sahi!..
hafta sonu için plan yapmayı özledim mesela,
kıyafet denemeyi,
meyve seçmeyi hatta...
yahu,
insan çalar saati kurmayı özler mi hiç,
ben özledim işte!..
büyüklerin ellerinden,
küçüklerin gözlerinden öpmeyi özledim...
bir misafir ağırlamayı,
bir dosta sarılmayı en çok da!..
vitrin camlarını,
parktaki bankları,
otobüs duraklarını saymıyorum bile!..
öğrendim ki,
hiçbir yere varılmıyor evin içinde yürümekle,
bir geri bir ileri...
öğrendim ki,
insan kendi kendine yeten bir varlık değilmiş,
illaki olmalıymış birileri!..
bırakın eşi dostu,
bırakın sevdiklerini...
boş konuşanları bile özlüyormuş insan yalnız kalınca,
gıcık olduklarını hatta,
geldi yine tipini sevdiğim dediklerini!..
fincanı ters yatırmayı nasıl özlüyormuş mesela,
kadehi düz kaldırmayı...
dedikodu yapmayı sonra,
taze simit eşliğindeki bayat esprileri...
bak,
yine ağlamaya başladı içimdeki çocuk...
anne lütfen gel,
şu çocuğu sustur!..
ağlarken hayatta konuşamam ben,
ağlamadan son bir şey söyleyeyim...
şunu öğrendim,
yalnızlık Allah'a mahsustur!..

Mahmut Turan

HÜKÜMSÜZDÜR

hayatım kalın bir roman benim,
sitemim ince bir önsöz'dür...
bu romanın sayfaları arasında,
kayboldu size olan güvenim,
hükümsüzdür!..

evet lan,
evet!..
sırf siz mutlu olun diye,
yalan söyledim şimdiye kadar...
o elbise hiç yakışmadı size,
o renk hiç açmadı,
o saç hiç gitmedi!..
evet lan,
evet!..
sırf siz kırılmayın diye,
yalan söyledim hepinize...
burda öyle yapılmazdı,
orda öyle konuşulmazdı!..

kiminiz şer'li,
kiminiz yırtık!..
hiçbir güzelleme beklemeyin benden,
gözünüzün üstünde kaşınız var artık!..

küfredin isterseniz,
ilenin bana!..
keskinleşin hatta,
bilenin bana!..
çemkirin,
kınayın,
söylenin bana!..

ne dua'da gayri,
ne amin'desiniz!..
benim için hepiniz,
yok hükmündesiniz!..

Mahmut Turan

OYUN

dünya hayatı,
bir oyundan ibaret madem...
n'olur,
n'olur,
n'olur sevgilim!..
canım çok sıkılıyor,
boş boş oturmayalım!..
ellerini getir de,
bir el daha oynayalım!..

Mahmut Turan

KISA SÜRELİ MUTLULUKLAR

hayatım boyunca,
hep kötü şeyler yaşadım desem,
yalan olur elbette...
gülmekten,
karnıma ağrılar girdiği de olmuştur...
mutluluktan,
havalara uçtuğum anlar da...
müjdelik haberler almışlığım,
çok olmuştur mesela...
heyecandan ağzım kurumuştur,
sevinçten gözlerim yaşarmıştır!..
tebrik edildiğim de olmuştur,
alkışlandığım da...
güzel yemekler sonra,
güzel elbiseler,
güzel yerler...
şimdi,
kalkıp bütün bunları inkâr etsem,
otur lan nankör derler!..
inkâr etmiyorum,
haşa bayım!..
inkâr ediyorsam,
taş olayım!..
ne soru işareti,
ne virgül...
sadece,
benim üzüldüğüm nokta...
güzel şeyler,
hep kısa sürdü...
uzun sürenler,
hep bok püsürdü!..

Mahmut Turan

KÖTÜ HUYLARI OLAN İYİ BİRİ

okula geç başladık,

sigaraya erken...

rüştümüzü on sekizine girerken ispatladık,

adamlığımızı bir kızı severken!..

bir parça deliyiz kabul,

bir parça serseyiz...

kötü huylarımız olsa da,

özünde iyi biriyiz!..

biz işçi sınıfının tahta nöbetçisi,

biz kenar mahallenin namus bekçisiyiz...

biz ekmek kavgasının kavgacı tarafı,

biz dünya barışının gönüllü elçisiyiz...

şiir yazarız genelde,

türkü söyleriz...

dua ederiz gönülden,

mutluluk dileriz!..

biz,

bize bir çay ısmarlayana,

kendimizi borçlu hisseden insanlarız...

hatır biliriz,

gönül biliriz...

elimiz kalem tutar en fazla,

biz kuyu kazma işinden ne anlarız!..

alavereciler,

dalavereciler öte gitsinler...

adam olanda bit olmaz,

bitlenmek isteyenler it'e gitsinler!..

matruşkalar,

hacıyatmazlar...

hesap ağır olmasın diye,

bizi hesaba katmazlar!..

kimi yabancı bunların,

kimi yerli...

konuşsak bir türlü,

küssek bir türlü!..

ne bileyim kardeş,

ne bileyim ölem...

alem puşt olmuş,

puştlar bir alem!..

Mahmut Turan

SENLİK BİR ŞEY YOK

sensiz ısınıyorum,
sensiz soğuyorum...
sensiz düşüyorum,
sensiz kalkıyorum...
sensiz yaşıyorum,
sensiz öleceğim...
tam olarak,
durum bundan ibaret...
saçmalıyorum işte,
sevgilim beni idare et!..
üzme sen kendini,
boş koy gitsin!..
görüyorsun işte,
senlik bir şey yok...

Mahmut Turan

MUTLULUK İNŞAATI

olmuyor dostum,
olmuyor...
kimse,
sonradan mutlu olmuyor...
çünkü,
mutlu olanlar...
ne iyiler,
ne güzeller,
ne erenlerdir!..
dikkat edersen,
mutlu olanlar...
Tanrı mutluluğu inşa ederken,
inşaata temelden girenlerdir!..

Mahmut Turan

ÇORAP

ayağınıza giyecek çorabınız yokken,
kalkıp başımıza çorap ördünüz...
oturun lan,
oturun!..
bütün çoraplarınız kaçmış bakın,
kendi gözünüzle gördünüz!..
bırakın diyorum,
bırakın lamı cimi...
şimdi aniden gök gürlese,
koşup bir ağaç altına sığınırım...
yemin ederim,
odunlar sizden daha sıcak daha samimi!..

Mahmut Turan

BİLEMEDİM ŞİMDİ

artık,
babamın elbiselerini giyecek yaşa geldim...
ellerim de,
tıpkı babamın elleri...
ben,
bu ellerle...
annem gibi birini bulup
elini mi tutsam önce,
yoksa bir iş bulup
ekmek mi tutsam bilemedim...

Mahmut Turan

ELİMİN TERSİYLE

sus artık,
sus konuşma dedim!..
bu aşk böyle bitsin,
bunu ben mi istedim?..
kırılan benim kalbimdi,
ağrıyan benim başımdı...
sus bak,
elimin tersiyle,
gözyaşlarımı silerim şimdi!..

Mahmut Turan

KARŞIDAN KARŞIYA

sen,
karşımdan her geçtiğinde...
çanta bir elde,
çiçek bir elde...
ah,
bir bilsen!
karşıdan karşıya,
ne içler geçiririm ben,
kırmızı yandığı halde!..

Mahmut Turan

BOL ACILI

anne,
anne beni dinlersen eğer...
gel bundan böyle,
yemeklere pul biber yerine,
benim acımı kat!..
benden,
kimsenin ağzı yanmamıştır,
orası tamam da...
yürekleri anne,
yürekleri yanmıştır fakat!..
hem belki,
acım da azalır öyle öyle...
haksız mıyım anne,
haksız mıyım sen söyle?..

Mahmut Turan