31 Aralık 2020 Perşembe

TEST SONUCU

bazen,
beni sevip sevmediğini anlamak için,
bazı testler uygulardım kendimce...
çay söylerdim içmezdi,
sigara tutardım almazdı...
şiir okurdum dinlemezdi mesela,
sandalye çekerdim oturmazdı...
hep bir bahane uydururdu,
çantasını ayakkabısına uydurur gibi...
lafı uzatmayayım,
yani ez cümle...
test sonucum,
kötü çıkardı her seferinde...
kimseye fısıldamazdım ama,
kendime mikrofon tutardım...
içten içe ağlardım,
ağlardım var gücümle!..
Mahmut Turan

23 Aralık 2020 Çarşamba

SINIFSAL ÇATIŞMA

ben ne zaman,
sınıfça çekilmiş bir resmimize baksam...
resimdeki birine,
gözlerim sulanır hemen...
halden anlayanlar,
gözlerimi anlayışla karşılar!..
hal bilmezler,
gözlerimi resmen sarkıntılıkla suçlar!..
sınıfsal bir çatışma yaşanır yani,
ben tam ortasında kalırım!..
bazen annem gelir kurtarır beni,
bazen feraha kavuşmadan can veririm!..
Mahmut Turan

17 Aralık 2020 Perşembe

SONUÇTA

güneşe sırtımı dönderdim,
güneşe sırt çevirdim sandılar!..
sırtımı karış karış bilenler,
sırtımın üşüdüğünü bilemediler...
her şeyi bilemezlerdi zaten,
sonuçta insandılar!..
Mahmut Turan

16 Aralık 2020 Çarşamba

SABAH SABAH

yine aklıma gelip,
başköşeye kuruldun sabah sabah!..
işin yoksa özle dur akşama kadar,
ah sevgilim ah!..
bir ton da,
işim var aksine!..
su faturasının son günü,
mutfak tam takır,
kirayı yatırmam lazım!..
şeytan diyor,
kes bileklerini,
son ver nefesine!..
yine duracak trafik,
aklımdı,
dostlarımdı,
işimdi!..
ben sana ne diyeyim,
ben sana ne diyeyim şimdi!..
sağlığım bozuk,
ortalık karışık,
Amerika ambargo kararı almış...
Allah seni ne yapsın emi!..
onca mesele içinde,
yine değiştirdin gündemi!..
yapacak bir şey yok ama,
artık ne oldu oldu!..
damarlarımı fulle kalbim,
başlıyor hüzün merasimi!..
anne sen de bir dur Allah'ını seversen,
şimdi kahvaltının sırası mı?..
Mahmut Turan

12 Aralık 2020 Cumartesi

KIŞ DİLİ

hazır,
mevsim kış...
sana,
kış diliyle anlatayım o halde...
benzetmek gibi olsun,
bizim aşkımız bir kartopu savaşıydı...
ben,
onun canı acımasın diye,
kartopunu sıkmadan atmıştım...
o,
kartopu daha da sertleşsin diye,
içine taş koymuştu!..
benimki hüsnüniyet'ti,
onunki suizan'dı!..
sonrası malum,
savaşı taşlılar kazandı!..
Mahmut Turan

11 Aralık 2020 Cuma

EN SEVDİĞİM SES

ne kadın,
ne para,
ne su sesi...
belki,
sana tuhaf gelecek ama...
benim en sevdiğim ses,
bizim evin zil sesidir...
ben çalsam,
evde bir bekleyenim var...
başkası çalsa,
bir soranım var demektir...
ne demek istediğimi,
bir gün,
kapıyı anahtarla açtığında anlarsın...
ben,
ben çoktan anladım...

Mahmut Turan

8 Aralık 2020 Salı

SENDEN SONRA

ben seni sevdiğim zamanlar,
Mecnun aklını yitirmemişti daha,
Züleyha Yusuf 'dan hoşlanmamıştı!..
Nietzsche ağlamamıştı hüngür hüngür,
Soraya hunharca taşlanmamıştı!..
ben seni sevdiğim zamanlar,
İstanbul büyük bir köydü,
Ayasofya'nın yapımına başlanmamıştı!..
ben ilk şiirimi yazmamıştım daha,
annem bu kadar yaşlanmamıştı!..
ben seni sevdiğim zamanlar,
ustam ölmemişti daha,
gurbetçiler dışlanmamıştı!..
ekmek aslanın ağzında değildi mesela,
Amerika İncirlik'e konuşlanmamıştı!..
ben seni sevdikten sonra oldu her şey,
ben seni sevdikten sonra!..
tıp ben seni sevdikten sonra biçare kaldı,
şu salgın ben seni sevdikten sonra ortaya çıktı...
şu baş dönmesi keza,
şu zatürre!..
iklim ben seni sevdikten sonra değişti,
enflasyon ben seni sevdikten sonra girdi iktisadi literatüre!..
şarkıların gözü ben seni sevdikten sonra körleşti,
türküler ben seni sevdikten sonra yanıklaştı!..
parmaklarım ben seni sevdikten sonra sarardı,
gözlerim ben seni sevdikten sonra donuklaştı!..
sen,
ben seni sevdikten sonra güzelleştin...
diğerleri,
ben seni sevdikten sonra çirkinleşti!..
yüzündeki çiller,
ben seni sevdikten sonra sana yakıştı...
yanağındaki gamze,
ben seni sevdikten sonra belirginleşti!..
senden sonra bilimin dışına çıktım,
senden sonra çıkmazların içine girdim!..
fallara senden sonra merak saldım,
rüyalara senden sonra kafa yordum!..
sigarayı da,
sigarayı da senden sonra çoğalttım,
bak az daha unutuyordum!..
Mahmut Turan

5 Aralık 2020 Cumartesi

ISRARLI GÖZLER

o bana,
o bana canım derdi...
onun sesinden önce,
benim ağzım kulaklarıma giderdi!..
saçlarını,
at kuyruğu yapardı mesela...
aklım işi gücü bırakır,
saçlarının kuyruğuna takılırdı gün boyu...
yılkı atlar yayılırdı göz kenarlarımda o an,
göz bebeğim nasıl da atları severdi!..
gülünce,
yanaklarında elmalar kızarırdı...
ne cenneti,
ne cenneti dedim!..
kızarmış elmadan bir ısırık almak için,
yanından kovulmayı bile göze alırdım!..
ısırgan biri değilim asla,
ısırgan biri değilim normal şartlarda...
ah şartlar normal değildi işte,
ah şartlar normal değildi!..
sabah gözlerini benim yanımda açtı yıllarca,
akşam gözlerini benim yanımda yumdu...
gözleri ki,
ah o kara gözleri...
ben diyeyim güçlü bir ordunun kara kuvvetleri,
sen de zenginleştirilmiş uranyumdu!..
mesafe aramadı bakarken,
hedef seçmedi!..
ah yıllar ne çabuk geçti de,
ah o gözlerin tesiri bir türlü geçmedi!..

Mahmut Turan

4 Aralık 2020 Cuma

YANGIN VAR!

dünya kadar,
çeşit çeşit oyuncak varken evde!..
içimdeki çocuk,
ateşle oynadı yine de!..
yüreğimin tamamı yandı,
kafamın içi!..
de ki,
çakmağını niye ortada bırakıyorsun!..
suç onda değil,
suç bende gerçi!..
anne sözü dinlemezsen,
böyle olur işte!..
çakmağını çocukların erişemeyeceği yere koy diye,
o kadar da uyardı kadın!..
ah benim eşek kafam,
şu su dolu vücudumda,
yanmadık bir yer bırakmadın!..
yangını gören kurtlar ateşe karşı uludu,
karıncalar gece boyu su taşıdı durdu!..
yılanlar ateş püskürdü alevlere panzehir olarak,
kuzular acı acı meledi!..
ah bilseniz,
dünyanın öbür ucundan,
yangını söndürmeye kimler kimler geldi de...
ah şuramdaki,
ah şuramdaki bir kova su alıp gelemedi!..

Mahmut Turan

30 Kasım 2020 Pazartesi

AKŞAM SULARI

radyoda bir şarkı,
şarkıda bir şiir,
şiirde bir satır!..
tutar,
bana seni anımsatır!..
gözün,
kaşın,
saçın...
dalarım,
akşam sularında!..
akşam suları derin,
akşam suları hırçın!..
ne kadar çırpınsam da nafile,
hıçkırığa boğulurum sonunda!..
gözyaşlarım,
baş dönmelerim,
bel ağrılarım!..
ah bir bilsen,
ben bu hafif canımla,
her akşam kaç ağır misafir ağırlarım!..

29 Kasım 2020 Pazar

PUŞTUN ÇAYI İÇİLMEZ

kardeşim,
dostum lafları yalanmış meğer!..
kuyuya düştüğümde,
ip diye sarkıttığınız yılanmış meğer!..
geç de olsa anladım,
güç de olsa öğrendim,
hepiniz iyi niyetimi kötüye kullanmış meğer!..
yıkıldı yaslandığım duvar,
devrildi kurduğum masa!..
ben biliyorum,
ben biliyorum size ne yapacağımı da...
ah bir sevdiğim var,
ah elimi kolumu bağlamasa!..
siz yukarı tükürsen bıyıklar,
siz aşağı tükürsen sakallar!..
siz beslediğim kargalar,
siz koynumda büyüttüğüm yılanlar,
siz kurt görünümlü çakallar!..
ne sizin arabanıza binerim artık,
ne sizin türkünüzü söylerim!..
bir gidin diyorum,
bir gidin!..
kahrımdan sesim titriyor bakın,
sinirden ellerim!..
gözlerimdeki ışığı söndürdünüz,
lüzumsuz yere yanmıyordu oysa!..
ben paketi ortaya koyarken,
siz bir dal sigarayı benden esirgediniz...
yerin dibine batsın,
yerin dibine batsın adamlığınız buysa!..
herkesin duyacağı bir şekilde,
karnım zil çalarken acından!..
bir parça ekmek vermediniz be,
bir parça ekmek vermediniz ucundan!..
bir de,
bir de sözde delikanlısınız!..
siz delikanlı değil,
siz olsa olsa eli kanlısınız!..
sanmayın bir şey bilmiyor,
sanmayın daha çömez!..
yalanınız bini geçti saydım,
yanlışınız ölçülmez!..
sandalye çekmiş de bana,
çay söylemiş de...
hadi lan,
hadi ordan,
puştun çayı içilmez!..
Mahmut Turan


25 Kasım 2020 Çarşamba

HESAPLAR BENDEN

bir gün,
adisyon kesilmeyen salaş bir mekânda...
saatlerce otursak senle,
beraber çay içsek!..
hesabı öderken,
" burdan ne alıyorum? "
dediğinde mekâncı...
birbirimize bakıp,
'' sahi kaç çayımız vardı ya " desek!...
sen bilmesen,
ben bilmesem...
hak geçmesin diye,
fazladan para versek!..
ha bu arada,
bak hesaplar benden!..
demedi deme sakın,
bak söylüyorum önceden!..

24 Kasım 2020 Salı

GİTME!

yok hayır,
hayır hayır hayır,
hiçbir yere gitmiyorsun!..
kavuşacaklarım bitmedi daha,
ağlatacaklarım bitmedi!..
gitme diyorum,
gitme ne olursun!..
bir canım var,
al senin olsun!..
bir annem var,
kal ikimizin olsun!..
tası tarağı bırak,
eteğini topla da otur yanıma!..
bak senin için çay yaptım,
kendime de ikisi bir yarada...
Ahmet Kaya da açarım sana,
Nazım da okurum dersen!..
yalvarırım gitme,
ben sensiz ne yaparım,
sen gidersen!..
hamurum sıçrasa kime yorarım ben,
sol gözüm seğirtse kime?..
zaten,
doğru dürüst uyuyamıyorum...
kan gözümde halka oluşturur yalnız kalırsam,
bulutlar küme!..
işe gitmem,
sigarayı yerim bundan sonra!..
kırmızı ışıkta durmam,
törenlere katılmam,
sadaka vermem...
oy kullanmam mesela,
vergi ödemem bundan sonra!..
sen gidersen,
zıkkımın biri kalkar,
biri oturur!..
gitme diyorum,
gitme işte!..
sana ayırdığım bu masa,
bir dakika boş kalmaz!..
camı çerçeveyi indiririm,
yerine yüzümü asarım!..
bileklerimi keserim bak,
ekmeğe mushafa el basarım!..
gitme diyorum,
gitme sakın!..
pencere önünde çiçek,
akvaryumda balık,
kafeste kuş kalmaz!..
sen bana sarılmazsan,
ben silaha sarılırım haliyle!..
akıldan saparım,
dönerim deliye!..
kurşun yediririm,
kan kustururum mahalleliye!..
gitme diyorum,
gitme Allah aşkına!..
taş üstünde taş,
baş üstünde baş kalmaz!..

18 Kasım 2020 Çarşamba

ÖZGÜVEN

bana,
ayakkabılarımı bağlamayı öğrendiğim,
ilk günkü özgüvenimi verin...
bütün paramı,
bütün paramı alın götürün!..
simit param,
yol param dahil!..
düşerim korkusu,
ne olacak endişesi taşınacak gibi değil!..
oyyy ki,
ne oyyy!..
bedenim S beden,
yüküm battal boy!..

11 Kasım 2020 Çarşamba

DİYEMEDİM

yanımdan geçerken,
eli elime değdi...
ben mi ona çarptım,
o mu bana çarptı bilmiyorum...
aklım başımda değildi her zamanki gibi,
başım önümdeydi!..
elin değmişken,
boğazımdaki şu düğümü de tırnağınla çöz diyecektim,
bir türlü diyemedim...
(ya tırnağı kırılırsa dedim.)
elin değmişken,
gözyaşlarımı da gömleğinin koluyla sil diyecektim,
onu da diyemedim...
(ya gömleği buruşursa dedim.)
elin değmişken,
içimdeki kanamayı da durdur diyecektim,
hele onu hiç diyemedim!..
(ya kan tutarsa dedim.)
olsun,
olsun ama...
eli elime değdi ya,
o bile çok benim gibi bir adama!..

25 Ekim 2020 Pazar

ELLER YUKARI!

her mevsim geçişinde,
nezle olurdu o...
o nezle olurdu,
onun yerine ben hapşırırdım!..
uygun adımlarla geçerken mevsim,
uygunsuz hareketlerde bulunurdu ruh halim,
ne yapacağımı şaşırırdım!..
sevgim açığa çıkardı o sırada,
çaresizliğim mevsim normallerinin üzerine!..
nane limon kaynatırdım içimdeki ateşte,
ensemde menengüç kahvesi pişirirdim!..
içmezdi hiçbirini,
bütün ısrarlarıma rağmen içmezdi!..
onun nezlesi üç dört gün sürerdi genelde,
benim hapşırmam bir ay geçmezdi!..
yan yana yüz mevsim geçişi sığacak kadar,
mesafe var şimdi aramızda!..
resmi rakamlara göre dört yüz mevsim,
kuş uçuşu bin kilometre!..
her mevsim geçişinde,
onun bu yönü aklıma gelir...
yönümü kıbleye çevirir,
gıyabında hapşırırım...
kendi yağımda kavruluyordum,
onun ateşinde yanmadan önce!..
yanık türküler ilgimi çekiyorsa,
isyan şiirleri beni suça itiyorsa...
bu yüzden işte,
hep bu yüzden!..
sevinç çocuk gelin,
üzünç müebbet!..
şairlerin ahı yerde kalmaz ama,
bir öldüren bulunur elbet!..
eller yukarı,
eller yukarı dedim arkadaşlar,
bu bir şiirdir!..