KALBİM SOLA ÇEKİYOR BENİ

DİPsiz bir kuyu sandım kendimi,
attıkça attım içime!..
(DİPnot:
ben zaten kendimi hep bir bok sanırım!..)
meğer dibim yokmuş benim,
şurama kadar geldi attıklarım!..
ağzımı açsam dökülecek her şey,
ağzımı tutsam boğulacağım!..
içindekilerin ağırlığından olsa gerek,
kalbim sola doğru çekiyor beni...
otururken yan duruyorum,
yürürken yalpalayan bir tekeri andırıyorum...
nereye kadar bu böyle gidecek,
bak bu böyle olmayacak!..
ya bir doktor çağır anne,
gelsin benimle ilgilensin!..
ya da sağ cebime taş doldur,
sol yanımla dengelensin!..

Mahmut Turan

BİR KIŞ GÜNÜ

bir kış günü,

Tanrı mutluluk attı yukarıdan...

koşabilenler kaptı hemen,

ben yürüyemedim bile kardan!..

bana acı kaldı,

bana gözyaşı,

bana isyan!..

şurası umudumu kesmem için ayrılmış bana,

şurası tutmayan dizlerimi dövmem için düzenlenmiş,

şurası da sigara içmem için bırakılmış!..

Tanrı bir daha yukarıdan mutluluk atar mı bilmiyorum,

orası da O'na kalmış!..

Mahmut Turan

ESKİDEN ÇOK SAFMIŞIM BEN

düşünüyorum da,
eskiden çok safmışım ben!..
ısırganotu'nu hayvan,
Aydede'yi insan bilirdim yıllarca...
uğurböceğinin hediye,
mavinin şans getireceğine inanırdım...
tellal pazarında tellal,
bit pazarında bit satılır sanırdım...
Şeytan Rıdvan'ı şeytan,
Cin Ali'yi cin bilirdim...
her beyaz önlüklüyü doktor mesela,
her sakallıyı dedem sanırdım...
iyilik yapanın iyilik bulacağını düşünürdüm yakın zamana kadar,
aşka inanırdım en ilginci...
harbiden lan,
eskiden çok safmışım ben!..
bir keresinde,
biri bana bir umut vermişti,
karşılığında benden bir ömür almıştı!..

Mahmut Turan

NE DEĞİŞTİ?

önceleri beni karşına alıp,
benle bakışırdın saatlerce!..
şimdi beni karşına alıp,
benle boğuşuyorsun günlerce!..
değişen ne oldu,
inan hiç bilmiyorum!..
deniz aynı deniz,
kum aynı kum!..
mekan aynı mekan,
masa aynı masa!..
rüzgar hala esiyor,
yağmur hala çiseliyor!..
bir gün hala 24 saat sürüyor,
ışık hala doğudan yükseliyor!..
figüranlar değişse de,
film aynı film!..
kuşlara bir şey diyemem,
çiçeklere ben kefilim!..
boy aynı boy,
en aynı en!..
ev aynı ev,
ben aynı ben!..
sensiz boğazımdan bir şey geçmez,
sen olmazsan ben uyuyamam derdin!..
tertemiz yüzüme bakmıyorsun şimdi,
oysa sen eskiden kirli sakallarımı ne çok severdin!..

Mahmut Turan

SOY AĞACI

damarlarımda asil bir kan mevcut olsa da,
içimde serseri bir çocuk at koşturuyor!..
üç kıta,
yedi deniz...
beni nasıl peşinden sürüklüyor,
bir görseniz!..
aşkı başıma musallat etti,
ortalığı velveleye verdi!..
camı kırdı,
masayı devirdi!..
evi hasretle doldurmuş manyak,
zorla nefes alıyorum!..
yatacak yerim yok,
kan ter içinde kalıyorum!..
kalbimi bir köşeye sıkıştırdı,
göğsümü ona dar etti!..
konu komşuya rezil etti beni,
arkadaşlara madar etti!..
soylu bir ailenin,
yüz karasıyım ben!..
uykum benden kaçıyor,
ayaklarım itibar etmiyor lafıma!..
soy ağacımdan bir değnek yapsam,
vursam kafama kafama!..

Mahmut Turan

HERKES BİR KÜFÜR ETSİN!

bombaların canlandığı,
insanların öldüğü...
iğrençliğin büyüdüğü,
tabutların küçüldüğü...
böyle bir dünyada yaşamaktan,
harbiden sıkıldım ben!..
hala metinseniz,
hala başınız sağsa eğer,
sağ baştan başlayarak,
herkes bir küfür etsin hadi!..
bir şiir dizerek sıramı savdım ben,
tüm oruspu çocuklarına atfen!..
sıra sizde,
buyrun başlayın lütfen!..

Mahmut Turan

İLK AKILDAN TERK

ben kırık kalpler koleksiyoncusu,
ben hasretin göbek adıyım!..
ben devlet babanın asi çocuğu,
ben toprak ananın üvey evladıyım!..
evde dört duvarlayım,
dışarda tekim ben...
çilenin mezunuyum,
ilk akıldan terkim ben...
şans bana gülmez hiçbir zaman,
mutluluk benle bakışmaz...
gülücük yüzümde eğreti durur mesela,
çuval giysem bana yakışmaz...
hüznün kaya abidesi,
kahrın tunç heykeliyim...
sitemli ve kırgınım,
sızılı ve öfkeliyim!..
şehrin göbeğindeyim,
huzurun en ücra yerindeyim...
Tanrı benim üstümde oturur,
ölümle aynı hat üzerindeyim...
ben bilmem öyle mum ışığı,
ben bilmem öyle saray gibi ev!..
Orhan Baba'nın dediği gibi,
"seveceksen beni böyle sev!"

Mahmut Turan

HEP KAYIP

kabul ediyorum Tanrım!
dünyaya dair hayallerim,
kesinlikle yanlış bir hesaptı...
ancak işin kötü tarafı;
Bağdat'tan dönmedi henüz,
sanırım yanlış bir yola saptı...
hep kayıp,
hep kayıp!..
hiç üç kazanamadım ben,
bir koyup!..
hayat denen şu oyunda,
sıra bana gelirse bu sefer...
dursun izlesin beni millet,
dursun bütün seyr-ü sefer!..
zarları yeniden atacağım,
kağıtları yeniden karacağım...
bu düzenbaz dünyadan,
bütün zararımı çıkaracağım!..
yükünü tutan yol aldı,
yolunu bulan kaçtı...
bir meteliğe kurşun sıkıyorum,
bir çaya bıçak sallıyorum...
bir vertigo kaldı elimde,
bir astım...
gerçi,
whatsapp durumum özetliyor her şeyi...
hiç durumum yok inan,
bütün paramı tütüne bastım!..

Mahmut Turan

NE ZAMAN EVLENİRİZ TAHMİNİ?

sana benzeyen,
bir bebemiz olsun istiyorum mesela!..
ben pış pış edeyim,
sen dizinde salla!..
şöyle elleri pamuk pamuk,
şöyle ayakları mini mini!..
bir yanağından sen öpersin,
bir yanağından ben!..
emeklemesi dua'mız olur,
yürüyüşü amin'i!..
bak şimdiden heyecanlandım,
bak şimdiden beni bir titreme tuttu!..
sahi ya,
biz ne zaman evleniriz tahmini?..

Mahmut Turan

BEN SANA NE YAPTIM Kİ?

ben sana ne yaptım ki,
bana niye öyle bakıyorsun?..
bu hışım niye,
bu öfke niye?..
bu bal suratta,
bu sirke niye?..
bu kök sökmeler,
bu laf çakmalar niye?..
bu görmezden gelmeler,
bu inada gitmeler niye?..
dur bitmedi söyleyeceklerim,
dur dinle bir saniye!..
gözlerinle ateş ediyorsun adeta,
ağzınla kin kusuyorsun!..
seni anlamıyorum bir türlü,
hangi dilden susuyorsun?..
benden kaçışlarını anlamış değilim,
hangi ruh haline yakalandığını anlamış değilim!..
neyse ya,
boş ver gitsin!..
belki de,
benim anlayışım kıttır...
ben zaten,
bezelyeye niye havuç koyarlar,
onu bile anlamış değilim!..

Mahmut Turan

ZOR ZAMANLAR

hep böyle sızlayacak mı bu yürek,
hep böyle kanayacak mı bu yara?..
şaka falan yapmıyorum,
ciddi ciddi ölmeyi düşünüyorum bu ara!..
yalnızlık çok zor,
özlemek çok zor!..
gün saymak çok zor,
yol gözlemek çok zor!...
ben aradım bulamadım,
anne gel bir de sen ara!..
zor zamanlar için,
birkaç dost attıydım bir kenara!..

Mahmut Turan

İŞİNİN ADI NE?

kim demiş,
kimsesi yok diye?..
kaç kuş elimin altında çalışır,
kaç çiçek evimi bekler!..
kim demiş,
kimsesi yok diye?..
bir lafım yeter evsiz kedilere,
bir işaretime bakar başıboş köpekler!..
umut'la kol kola yürürüm hep,
özlem'le el ele...
daha kitaplarımı göstermedim size,
daha şiirlerimi saymadım bile!..
kimsesizler mezarlığında kaç Fatiha'm var benim,
terk edilmiş topraklarda kaç dikili ağacım!..
köprü altlarında kaç ateşim var benim,
battaniye altlarında kaç duacım!..
bu ötekileştirme çabası ne,
bu yalnızlaştırma inadı ne?..
çevremi hesapla işte,
işinin adı ne?..

Mahmut Turan

TANRIM SEN YAPMA BARİ!

içimde,
kalbimi oyun hamuru sanan,
haşarı bir çocuk var...
pardesüm bile ağır geliyor şu an,
bu akşam üzerime gelme sevgili duvar!..
sen de,
maalesefli cümleler kurup durma anne!..
sen de,
üzgünümlü laflar etme kardeşim!..
atıp durma sol gözüm,
işaret parmağım dur bir yerde!..
koca televizyonum aşk olsun,
mini radyom pes yani!..
bir tuhafım diyorum bu akşam,
neden beni anla mıyorsun dolunay?
kurt ulumalarının sırası mı şimdi,
çakal seslerinin sırası mı?..
bedenen burdayım da sanki,
ruhen Çin'deyim...
kendi evimi soyar gibiyim,
tarifsiz bir endişe içindeyim!..
bu kara bulutlar da nerden çıktı,
bu göktaşları da neyin nesi?..
Tanrım,
Tanrım sen yapma bari!..

Mahmut Turan

ŞİİR DÜKKANI

büyük bir şiir dükkanı açmak var,
ileriki planlarım arasında...
memleket şiirleri bir yarısında sergilenecek,
sevda şiirleri bir yarısında...
bir meşgale olur bana,
önünde otururum...
içimdeki çocuğu da,
çırak olarak tutarım...
vitrinine redifler koyarım gönlümce,
raflarını kafiyelerle donatırım...
baktım sözlerim kar etmiyor,
dükkanı kapatırım...
para ikinci planda kalacak,
asıl gaye dava olacak!..
bir kitap alana,
bir kitap bedava olacak!..
duvarlara çiçek tabloları,
kapıya bir nazarlık asacağım...
bütün kartvizitlere güvercin,
bütün ayraçlara kalp resmi basacağım...
bir adam tutar,
kitap dizme işini ona yaptırırım...
ayakta fazla kalamıyorum,
ben kasada otururum...
sana da büyük bir müzik dükkanı açarız bitişikte,
yok yok içinde!..
bağlama mı dersin,
cümbüş mü dersin,
tar mı dersin...
nasıl fikir,
tutar mı dersin?..

Mahmut Turan

CAM TENCERE

bir tencere,
kapağını bulmak için yuvarlanmış...
yuvarlanmış,
yuvarlanmış,
yuvarlanmış...
yolun sonuna,
uçurumun kenarına kadar gelmiş...
biri geniş gelmiş kapağın,
biri dar gelmiş...
ıslak yer,
kaygan zemin...
kapağını bulamamış hayır,
yanlış tahmin!..
ne çelikmiş,
ne demir...
aradığı kapağı bulamadan,
cam tencere sizlere ömür!..

Mahmut Turan