YARA'SAL ÜRÜNLER

ben ne zaman,

bir güzelliği sahiplensem,

kayıp ilanı verir bütün çirkinlikler...

yanı yere gelir,

altı üstüne gelir bütün vilayetin!..

bir sahibi çıkar elbet,

gelir alır emanetin!..

sahibinden nokta son,

hiçbir hükmü kalmaz bendeki velayetin!..

benim zaten,

yürüyeni sağlam bir işim olmadı ki hiçbir zaman...

ne zaman ki bir zorluğu aştım,

bir üst segmentteki zorluğa ulaştım!..

olduğum yerde kalırım hal böyleyken,

ne arşını düşünürüm,

ne Halep'i...

pamuk gibi kalbim taşa dönsün diye,

üst makama duada bulunurum...

senin anlayacağın,

bir çeşit yerinde dönüşüm talebi!..

sonrası,

herkesin malumu...

el çorbaya atacağı tuzu unutur,

ben yolumu!..

çok sürmez,

likidite hızı yüksek bir hıçkırık gelir yapışır boğazıma...

kalbim çağın çok gerisine düşer,

hüznüm muasır medeniyetler seviyesine yükselir...

kalori namına,

hiçbir şey sürmem ağzıma!..

nikotinler işte,

anasonlar,

aferin'ler...

her şeyin başı sağlık sonuçta,

baştan sona yara'sal ürünler!..

Mahmut Turan

HAYALİNE SÖYLE

hayaline söyle,

bu akşam bize gelmesin,

ev çok kalabalık zira!..

ister yüz yüze görüş kendisiyle,

ister iki dakka ara!..

hüzün var evde,

endişe var,

can sıkıntısı var...

komşunun gürültüsü var,

saatin tik takları var,

kapının gıcırtısı var...

halıda küçük bir leke var mesela,

mutfakta dağ gibi bulaşık var...

duvarda ince bir sıva çatlağı,

tavanda defolu bir örümcek var...

benim kuru öksürüğüm yine,

annemin yüksek tansiyonu var...

masamda yarımtı bir şiir sonra,

kursağımda tam porsiyon bir heves var...

elimde bandrollü sigara her zamanki gibi,

dilimde bandrolsüz kelimeler var...

Tanpınar'ın kedisini,

Gogol'un paltosunu,

Tolstoy'un bisikletini çekip atayım inanmazsan...

sakinleştirici iğnemi attım yere düşmedi,

hınca hınç dolu evin her yanı!..

ev ev değil de,

yol geçen hanı!..

biri giriyor biri çıksa,

biri oturuyor biri kalksa...

hayaline söyle bu akşam bize gelmesin,

ayakta kalır yoksa!..

Mahmut Turan