29 Nisan 2020 Çarşamba

KÂRDAYIM

seni sevdiğim için,
en az on sene,
erken ölürüm muhtemelen!..
ama yine de,
sanma ki zararda...
çünkü,
öldükten sonra da...
sana yazdığım şiirler sayesinde,
en az yirmi sene daha,
yaşarım ben halen!..



Mahmut Turan

KARA KUVVETLERİ

gözlerin diyorum,
o kara gözlerin yok mu senin!..
kesin,
onlar senin kara kuvvetlerin...
evet evet,
şimdi anladım...
o yüzden,
sana gücü yetmiyor kimsenin!..
ah,
sen bana karadan bir destek versen!..
tek kurşun atmadan,
tüm dertleri nasıl yeniyorum ben,
gör sen,
gör sen!..
geçim derdini bile yenerim yeminle,
kilo problemini,
migreni bile!..
hüzün elindekilerden olurdu mesela,
özlem yerinden!..
hayallerime son verirken,
imdat eder,
öperim kara gözlerinden!..
Mahmut Turan


28 Nisan 2020 Salı

ÜÇ GÜNLÜK YAS

ben ne zaman,
seni gözümde canlandırsam,
kendimi öldürüyorum her seferinde!..
kalbim üç günlük yas ilan ediyor üç günlük dünyada,
perdeler yarıya iniyor gözlerimde!..
keskin bir bıçak,
kesilmiş bir kurbanın üzerinde nasıl duruyorsa...
adını koyamadığım bir ağırlık,
aynen öyle duruyor üzerimde!..
yok yok,
kesinlikle bu böyle olmamalıydı!..
bu ağız kafayı değil şimdi,
ağız burun yemeliydi!..
tek derdim,
büyüyen göbeğim,
saçlarıma düşen aklar olmalıydı!..
eciş bücüş yaptığın sıkma köftelere,
canım sıkılmalıydı bir tek!..
çayı çökmeden doldurman tadımı kaçırmalıydı en fazla,
ya da bir türlü tam pişiremediğin biftek!..
böyle,
şehirler değil...
böyle,
insanlar hiç değil!..
mesela,
sen hamileyken bizim kıza...
ikimiz aynı kanepede otururken,
sadece bir yastık girmeliydi aramıza!..
o da,
sırf sen rahat edesin diye...
yoksa,
yani yoksa...
kıskanç ve sinirli bir adamım ben biliyorsun,
o yastığın ağzını yırtardım,
camdan aşağı atardım!..
ya da,
ne bileyim işte...
hamilelik sırasında çok kilo almışsın,
böyle yüz kilo falan olmuşsun...
öyle ki,
götünü yerden kaldıramıyorsun!..
işte o halini ilk ben görmeliydim,
işte o haline ilk ben gülmeliydim!..
tüm bu saydıklarım,
sadece bir tezden ibaret sevgilim,
yıllar önce çürümüş bir tezden!..
sen yine de,
kimseye bahsetme olur mu?
ben şimdiye kadar,
anneme bile hiç bahsetmedim ikimizden!..

Mahmut Turan

27 Nisan 2020 Pazartesi

SARI ÇİÇEK

penceremin önünde,
sarı çiçek duruyor baksana!..
nasıl olduğumu,
daha sana nasıl anlatayım,
ben sana?..
evim,
açık açık hastam var diyor!..
annem,
içten içe kendini yiyor!..
bakmıyorsun ki hiç,
baksan kesin görürdün!..
görsen,
belki bir tas çorba yapar getirirdin,
belki koluma girer bir doktora götürürdün!..



Mahmut Turan

26 Nisan 2020 Pazar

EV YAPIMI SIKINTILAR

bu aralar,
evden dışarıya çıkmıyorum,
evcilleştim iyice!..
muhabbet kuşundan beter sayılırım,
iç güveyinden hallice!..
penyem üstte her daim,
pijamam altta...
pencere önü çiçeği gibiyim,
yarışmaya girsem,
cam güzeli bile seçilirim hatta!..
evdeyim ama,
sanma ki boş duruyorum!..
işlerimi evden yürütüyorum,
sağa sola evden koşturuyorum!..
evden seviyorum mesela,
evden özlüyorum!..
evden seviniyorum,
evden üzülüyorum!..
sabahları ev yapımı sıkıntılar yapıyorum kendime,
akşamları ev yapımı dertler...
of canıma değsin,
nasıl iyi değiyor bilemezsin!..

Mahmut Turan

25 Nisan 2020 Cumartesi

TANIŞTIRAYIM

kalbim yirmi yaş altı,
aklım altmış beş yaş üstü...
iki arada,
bir derede kaldım...
hangisini dinlediysem,
öbürü küstü!..
arada sıkıldım ben,
derede boğuldum...
oyuncağımla oynadıysam kırıldım oyunun sonunda,
tesbihimi çektiysem dağıldım!..
sırf bu sebepten,
aramıza yeni katılan bir arkadaşımız var...
tanıştırayım,
ÖZLEM!..
yaşıtlarımla oynama özlemi,
yaşıtlarımla oturma özlemi,
yaşıtlarımla gezme özlemi!..

Mahmut Turan

24 Nisan 2020 Cuma

K BEDEN

sokağa açılan pencereme,
hercai bir kuş vuruyor...
kovsam,
bana kırılacak gibi bakıyor...
azıcık okşasam,
benle öpüşecek gibi duruyor!..
küçükken öğrendiğim kuş dilini,
her ne kadar hatırlamaya çalışsam da nafile...
unutkan biriyim ben sonuçta,
dün gece ne yediğimi şimdiden unuttum bile!..
olsun ama,
biz de beden diliyle konuşuruz...
kuş kadar canım var zaten,
aynı bedende sayılırız...
( k beden )
k beden demişken,
gideyim de eski ceketimi getirip kuşa vereyim,
alsın omzuna atsın...
ben ağlaya ağlaya eskittim,
o güle güle yırtsın!..



Mahmut Turan

23 Nisan 2020 Perşembe

RÜYALARDA BOĞUŞURUZ

dün gece,
yine rüyama girdin...
girer girmez,
yine bağırdın bana,
yine çemkirdin!..
ben olduğum yerde sustum,
rüya boyunca...
sen bir ileri konuştun yine,
bir geri!..
gören de der,
gelen sevgili değil de,
düşman askeri!..
al satan,
bal satan yüzün,
sirke işine girmiş gibiydi...
attığın sert bakışların,
her biri bir yerime değdi!..
uykum ağırdı,
kendimi savunma gereği duymadım,
dedim belki ıskalarsın!..
helal olsun valla,
boş geçmedin hiç!..
aynı performansı,
iş yerinde göstersen terfi alırsın kesin,
sahnede göstersen oskar alırsın!..
sabaha karşı,
sen gittin geldiğin gibi!..
ben de,
yatağımı toplayıp,
kendimi dağıttım gördüğün gibi!..
yersin diye,
uyumadan önce,
sana portakal soymuştum,
başucuma koymuştum...
sulu sulu böyle,
iri iri!..
olduğu gibi duruyor hepsi,
gitmeden bir iki dilim yeseydin bari!..

Mahmut Turan

21 Nisan 2020 Salı

KARDEŞ KAVGASI

ben ne zaman,
gözlerinden yola çıkıp bir şiir yazsam,
yolda kalıyorum her seferinde...
ilham perisinden yol yardımı istiyorum,
oralı bile olmuyor zilli!..
gözlerine güzelleme yaptığım için,
sanırım kıskanıyor seni,
pis pis bakışlarından belli!..
Allah'a el açıp,
havadan destek istiyorum,
bu sefer de günahlarıma takılıyor gelen yardımlar,
bana ulaşmıyor bir türlü!..
başka çarem kalmayınca,
anneme el ediyorum mecburen...
ana yüreği işte,
beş kardeşi birden gönderiyor yardıma...
durun diyorum durun,
beşiniz birden dokunmayın...
kaş yapalım derken,
kadının gözlerini çıkarmayın!..
hıh,
dinleyen kim!..
bir bakıyorum,
kardeş kavgasının tam ortasındayım...
bakıyorum,
çok kan götürecek bu şiir...
kâğıdı kalemi,
yerine bırakıyorum bir bir!..



Mahmut Turan

SANA DOĞRU

sana doğru yürüyünce,
daha az yoruluyorum sanki...
sana doğru oturunca,
daha rahat ediyorum inan ki!..
sobayı sana doğru kurunca,
daha iyi ısınıyorum...
yatağımı sana doğru serince,
daha güzel uyuyorum!..
radyonun frekansını sana doğru çevirince,
daha güzel şarkılar çıkıyor...
televizyonun antenini sana doğru döndürünce,
daha iyi çekiyor!..
gömleğimi sana doğru asınca,
daha tez kuruyor...
atkımı sana doğru atınca,
daha hoş duruyor!..
saçlarımı sana doğru tarayınca,
daha yakışıyor mesela...
defterimi sana doğru tutunca,
daha güzel şiirler yazıyorum!..
aha akıl sevgilim,
aha mantık!..
boynumu sana doğru bükünce,
nasıl ağlıyorum,
tahmin et artık!..

Mahmut Turan



19 Nisan 2020 Pazar

NE MUTLU ONA!

kaç yıldır görmüyordum,
geçen pazarda gördüm onu...
hal hatır sordu bana,
bildiğin gibi dedim geçiştirdim,
bilmediklerime geldi konu...
pılıyı pırtıyı toplayıp,
taşınmışlar bir köy yerine...
büyük bir arsa almışlar,
küçük bir ev yapmışlar üzerine...
daha sağlıklı olur diye,
kerpiçten yapmışlar, evi,
tek katlıymış...
yaşayıp gidiyormuş güzel güzel,
aradığını bulmuş sonunda,
çok mutluymuş!..
bahçesinde gül varmış,
tavuk varmış,
kuzu varmış...
sorana selam eder bir eşi varmış,
elimden öper bir kızı varmış!..


Mahmut Turan

FAZLA UYKUSU OLAN VAR MI?

üzerimde bir kırgınlık var,
gözlerim kan çanağı!..
yemeğimi yesem,
gömleğimi giysem yoruluyorum bu aralar...
ne memleket hasreti,
ne yarin yanağı!..
başka bir şey,
başka bir şey beni yaralar!..
arkamdan bıraktıklarım itiyor beni,
başımdan düşüncem...
ha düştüm,
ha düşecem!..
kimin,
fazla uykusu varsa,
bana biraz satsın!..
yerine uyurum ben,
ne gözlerini şişirsin hem böylece,
ne işlerini aksatsın!..
kimin de,
parası azsa,
bana bir çay söylesin!..
daha samimi oluyor,
daha sıcak geliyor böylesin!..

Mahmut Turan

ÇAY

ben yorulmuş bir işçiydim,
o dinlenmiş bir çaydı...
gözlerim yürüdü ona,
gönlüm kaydı!..
sigaram da vardı,
karnım da toktu...
bir çay içmek istedim,
o da bardak yoktu!..

Mahmut Turan

17 Nisan 2020 Cuma

SANKİ

sanki ben demişim,
yemeğimi yedir,
suyumu içir...
sanki ben demişim,
koluma gir,
karşıya geçir!..
sanki ben demişim,
kiramı ver,
faturamı öde!..
sanki ben demişim,
evimi sil de,
süpür de!..
valla ya,
sanki ben demişim,
cahile laf anlat,
avareye uğraşı bul!..
sanki ben demişim,
dünyayı kurtar,
virüse bir aşı bul!..
anlamadım gitti,
anlamadım niye bana küstü...
bana bir gül demişim yahu,
bana bir gül demişim altı üstü!..


Mahmut Turan

HAL-İ PÜRMELAL

güneş,
güzel ve cilveli bir kadın gibi,
adeta baştan çıkaracak birini arıyor...
penceye bir vuruşu var,
vururken gel gel sesi çıkarıyor!..
denizler,
sırtımızdaki yük hafifledi der gibi dalga geçiyorlar...
kuşlar,
yeni yeni göç yolları keşfeder gibi uçuyorlar!..
parktaki çimenler,
tüm ezilen çimenler adına saygı duruşunda sanki...
başlar dik bir şekilde,
hiçbirinde çıt yok inan ki!..
köpekler bir sokağa çökmüş,
kediler birine...
kendi aralarında,
parsel parsel eylemişler dünyayı,
geçirmişler üzerlerine!..
ağaçlar çiçeğe durmuş,
dal yaprağa hamile!..
tavuklar her su içende,
başını yukarıya kaldırıp dua ediyorlar...
dudak hareketlerinden anlıyorum,
böyle iyi Tanrı'm diyorlar,
kıyamete kadar dursun bu haliyle!..
duyduğum kadarıyla,
karıncalar da aynı duayı ediyorlar kendi diliyle...
takvimin de saatin de,
pek bir önemi yok şimdilerde...
hiçbir bir fikrim yok,
hiç bilmiyorum nasıl olur ileride!..
insanların en kötü şimdi,
hayvanların en güzel zamanları!..
Tanrı'm,
Tanrı'm ibret-i alem için,
mahsus yapıyorsun değil mi bütün bunları?..



Mahmut Turan

15 Nisan 2020 Çarşamba

HANE HALKI

bu akşam,
topladım bütün hane halkını...
hepsinin,
bir güzel verdim hakkını!..
hane halkı diyorsam,
öyle anne baba çocuklardan mürekkep,

çekirdek bir aile falan değil...
radyo televizyon işte,
koltuk kanepe filan!..
sigaradır sonra,
çakmaktır,
kül tablasıdır...
radyoya dedim,
duyduklarım hiç hoşuma gitmiyor bu ara,
bak antenini kırarım senin!..
televizyona dedim,
hiç iyi bir görüntü sergilemiyorsun farkında mısın?
kumandanı duvara fırlattırma şimdi bana!..
koltuğa dedim,
bir rahat vermedin gitti,
yerini değiştirme zamanın geldi senin,
sen dur sen dur!..
kanepenin üstüne gitmedim fazla,
annemin himayesindeydi çünkü,
sosyal mesaj verdim sadece...
koltuğum sana söylüyorum,
kanepem sen anla misali!..
sigaraya dedim,
para yetiştiremiyorum artık sana,
fiyatını denk al biraz!..
parliament marliament dinlemem valla,
zaten Amerika'ya gıcık oluyorum!..
(bu arada,
kahrolsun kapitalizm!..)
çakmağa bir şey demeden,
parladı hemen...
yaklaşma dedi,
yaklaşma yakarım!..
kes lan dedim,
sen anca benim sigaramı yakarsın!..
kül tablasına dedim,
o halin ne öyle,
çöplüğe dönmüşsün?..
cevap verme fırsatı bile tanımadan,
bütün hıncımı onda çıkardım...
ne yaptım biliyor musun?
vücudunda tam yirmi tane filtreli sigara söndürdüm!..
sen bakma benim duygusal şiirler yazdığıma,
ben bazen çok acımasız oluyorum!..
daha önce söylemiş miydim bilmiyorum,
ben tam dört dil biliyorum...
Türkçe, Kürtçe, İngilizce, Eşyaca...
İngilizce'm,
o kadar iyi değil ama...
mesela ;
C harfi nerede K olarak,
nerede S olarak okunur tam bilmiyorum...
bazen karıştırıyorum,
cola'yı sola diye okuyorum...
cıtroen'i de,
kitroen olarak...
neyse,
konumuz bu değil!..
eee sen ne yapıyorsun,
gezmeye devam mı?..



Mahmut Turan

14 Nisan 2020 Salı

ÜSTÜME GELMEYİN!

sabah sabah,
başım dönüyor kendi ekseni etrafında...
bu döngü kaç saatte tamamlanır,
sonucunda neler yaşanır bilmiyorum!..
ağzımın içi çamur gibi,
bu çamur kaç kişiye sıçrar konuşursam...
dizlerimde derman yok,
bu konuda hiçbir tahmin yürütemiyorum!..

gözlerim kan çanağı sonra,
midem çok kötü ağrıyor!..
sanırım annem kahvaltı için,
domates biber yerine,
benim parmaklarımı doğruyor!..
kollarım kalkmıyor çünkü başına su dökmekle,
karnım yüksek sesle bağırıyor!..

hiç böyle olmamıştım,
bu böylenin yabancısıyım ben...
aç karnına dinlediğim şu şarkı mı dokundu acaba,
aç karnına yazdığım bu şiir mi yoksa,
bilemedim şimdi?..
alınacak ekmeğimdi oysa,
ödenecek faturamdı,
gidecek işimdi!..

hiç iyi değilim,
hiç iyi değilim diyorum size!..
yaralarım gocunup durmayın artık,
anılarım kendinize gelin kendinize!..
siz de duvarla kapı,
siz de pencereyle cam...
üstüme gelmeyin,
üstüme gelmeyin sizlerden ricam!..


Mahmut Turan

YÜZYILIN İCATLARI

elimde ıvır zıvır şeyler,
annemin başına icat çıkarıyorum yine...
bir elime,
annemin korkudan diken diken olmuş tüyleri batıyor çıkarırken...
bir elime,
eşarbını  tutuşturduğu iğne...
ay aydınlık,
vakit gece...
çalışma masamda,
tembel bir kâğıt makası...
kırmızı kulaklarını bana dikmiş,
bön bön bakıyor öylece...
kâğıttan yetişkinler falan yapıyorum,
bezden bebekler...
kışlıklardan çarkıfelek paspaslar mesela,
yünden başı sallanıp duran köpekler...
olur da,
bir gün dönersen bana...
belki bu köpeklerden birini sana veririm,
götürür bağlarsın,
pardon asarsın arabana!..
orlon kazaklardan böyle paspas yapmayı,
babaannemden öğrendim ben,
diğerlerini ev ekonomisi dersinden...
oley oley,
ilk defa günlük hayatta bir işime yarıyor,
okulda öğrendiklerim!..
yalan mı,
yalan mı söyle hele?..
boncuktan kuş yapmayı da,
Ahmet Kaya'dan öğrendim desem yeridir...
onu da saygıyla anıyorum,
bu vesile ile!..
daha sayayım mı neler öğrendim,
daha sayayım mı efendime?..
taştan sabır yapmayı,
mavi tesbihimden öğrendim mesela...
yalnızlıktan sıkıntı yapmayı,
kendi kendime!..



Mahmut Turan

10 Nisan 2020 Cuma

SOSYAL MESAFE

bu kavunlar mavi çıktı anne,
bunları yemeyelim...
şu ceketimi de al götür,
ibret-i alem için balkonda sallandır...
ne o öyle,
buruşuk buruşuk!..
sonra da kalk patates kızart bana,
şöyle şişko patateslerden...
insan aç karnına,
verimli bir şekilde sıkılamıyor!..
kombinin derecesini biraz yükselt mesela,
hava bin beş yüz falan olsun,
ciddi ciddi üşüyorum!..
kendime çok yalan söyledim bu aralar,
içimdeki çocuğa yüzüm kalmadı...
evde fazla yorgan yüzü varsa,
göğsüme bir tane geçir sana zahmet!..
polisi de ara,
çevremdeki herkesi ihbar et!..
yüzlerinde sahte gülüşler var de,
kalpazanlıktan altışar ay ceza yesinler!..
hazır kalkmışken de,
bir bak hele ayakkabılarım yerinde mi anne...
bu gece rüyamda,
ayakkabılarımı çaldırdım yine!..
patatesler kızarana kadar,
ben de kalkıp,
kalbimle arama sosyal bir mesafe koyayım...
yoksa,
bu fazla yakınlık öldürecek beni!..



Mahmut Turan

9 Nisan 2020 Perşembe

SİZ BİZİ ANLAYAMAZSINIZ

biz toprağın doğurduğu,
sokakların emzirdiği çocuklarız...
iyilerin yüz çevirdiği,
kötülerin gezdirdiği çocuklarız...
kimse iş kurmadı bize,
kimse ev döşemedi!..
gelen ağzımıza sıçtı da,
yaralı parmağımıza işemedi!..
sizden uzağız biz,
Allah'a yakınız...
uslu durmayız biz,
suça yatkınız...
iflah olmayız,
ıslah olmayız,
yola gelmeyiz...
bin ah alırız da,
bir rahat vermeyiz...
giyimimiz farklıdır,
tıraşımız farklı...
dilimiz farklıdır,
anlayışımız farklı...
bizi Uzakdoğu Felsefeleri'yle rahatlatamazsınız,
bizi Şaman Öğretileri'yle de tanımlayamazsınız!..
bizi anlar gibi olsanız da,
siz bizi anlayamazsınız,
siz bizi hiç anlamazsınız!..

Mahmut Turan

RÜYA

bu aralar,
ayakkabılarımı çaldırıyorum hep rüyamda...
bilmiyorum,
hayra mı acaba,
şerre mi yorsam?..
uyanınca,
ilk ayakkabılığa bakıyorum da...
uyumaya çalışırken,
artık ne düşünüyorsam...
diyorum,
bu gece...
ayakkabılarımın yerini değiştireyim,
uyumadan önce...
ya da yok ya,
en sağlamı anne diyeyim...
anne,
ayakkabılarıma göz kulak ol ben uyursam!..


Mahmut Turan

ADIMLA YAŞA SEVGİLİM!

adın geçiyordu,
okuduğum kitabın bir yerinde...
koluna girdim hemen,
gözlerimi dolaştırdım sayfanın üzerinde!..
yetinmedim,
kitabı aldım göğsüme bastırdım...
nasıl bastırdıysam artık,
göğsümde bir kitap şekli belirdi!..
annem gördüğü manzara karşısında şoka girdi,
içimdeki çocuk delirdi!..
yok hayır,
kitabın kahramanı değildi adını taşıyan kişi!..
dedim ya,
kitabın bir yerinde geçiyordu adın...
sıradan biri işte,
figüran bir kadın!..
baktım sayfayı çevirmeye elim varmıyor,
dönüp dönüp tekrar okuyorum aynı sayfayı...
yazarına sitem ettim kitabın,
editörüne kızdım!..
erinmedim,
kahramanın adı nerde geçiyorsa,
oranın üstünü çizip,
senin adını yazdım!..
adamın adını da,
benimkiyle değiştirdim tabi...
hem,
benim adım daha kitabi!..
görsen,
kitabı kapatırken ellerim nasıl titriyordu...
bir aşk romanıydı çünkü okuduğum,
ve mutlu sonla bitiyordu!..



Mahmut Turan

7 Nisan 2020 Salı

HAKİM BEY

nasıl oldu,
anlamadım Hakim bey!..
bir gün bir yerde oturuyorduk,
biraz bakıştık alt tarafı...
sonrası,
çorap söküğü işte...
yemeği,
sineması,
fotoğrafı!..
bir baktım,
ülke ikiye bölünmüş kendiliğinden...
kız tarafı,
erkek tarafı!..
tek tabanca bir adamım ben,
yemin ederim!..
ülkemi çok seviyorum,
sizi temin ederim!..
örgüt kim,
ben kimim?..
ne bölücülüğü,
ne teröristi Hakim'im?..

Mahmut Turan

6 Nisan 2020 Pazartesi

YALNIZLIK NE ZORMUŞ!

veresiye satanlar gibi oturuyorum evde,
kafam iki elim arasında...
endişe öne geçiyor bir şeyleri beklerken,
özlem kaynak yapıyor düşünme sırasında!..
ne el ediyorum kimseye,
ne ses ediyorum...
bir kanepeden farkım yok bu günlerde,
kendimi bir ev eşyası gibi hissediyorum...
üstümde bir ağırlık var,
yüz tona eşdeğer!..
bir başıma kaldıramıyorum n'etsem,
yalnızlık ne zormuş meğer!..
kulaklarım işlevini yitirdi,
gözlerim ferini...
yazlıklarımı çıkarmaya kalktım az önce,
bir türlü çıkaramadım yerini!..
pencereden taş gelmiyor,
kapıdan ses...
sevinç hepyek geliyor örneğin,
üzünç düşeş!..
yalnızlık bir bıçak gibi,
böğrümde saplı...
şu,
"evi toplayayım biri miri gelir"
cümlesindeki biri miri' her kimse...
gelsin artık,
ev derli toplu!..



Mahmut Turan

4 Nisan 2020 Cumartesi

BAŞKA BAHARA

bugün yarın,
bahar da biter bayım...
mevsimde yavaş yavaş,
başladı geri sayım!..
bu bahar da fos çıktı ama,
bekleneni veremedi...
ektiğim onca umudun,
hiçbirini bitiremedi...
bana neşemi geri,
çocuklara pamuk şekeri,
ülkeme huzuru getiremedi!..
ne şans keza,
ne uğur...
insan böyle baharlar hiçbir şeye ısınamaz,
insan böyle baharlar her şeyden soğur!..
ne bir yere gidebildim mesela,
ne bir tohum serpebildim bahçeye,
ne bir yem atabildim meydandaki kuşlara...
dilde ah kalsın,
gönülde yara...
bu bahar olmadı,
başka bahara artık bayım,
başka bahara!..

Mahmut Turan

2 Nisan 2020 Perşembe

İKİ SATIR ŞİİR

ben ne zaman,
iki satır şiir yazsam sevda üzerine...
üçüncü satırı,
yazmaya cesaret edemiyorum...
kâğıdı kalemi,
aldığım gibi geri bırakıyorum yerine...
sakarlık mı,
acemilik mi bilmiyorum?..
iki satırın,
biriyle elimi kesiyorum her seferinde,
biriyle boynumu vuruyorum!..



Mahmut Turan

1 Nisan 2020 Çarşamba

SEN GELDİN

sen geldin,
yağmur dindi,
güneş çıktı aniden...
sen geldin,
beyaz güvercinler,
kırmızı güller anlam kazandı yeniden!..
umut bir sandalye çekti bana,
hüzün sevince bıraktı yerini...
kuşlar haber uçurdu dört bir yana,
dertler uyardılar birbirlerini!..
daha erken uyurum ben artık,
daha severek girerim derse...
şekeri bırakırım mesela,
ekmeği keserim böyle giderse!..
kendimi toparlarım biraz,
evi dağıtmam...
tabağımı bitiririm bundan sonra,
çayımı soğutmam!..
dikkat ettiysen eğer,
bak seni gördüm...
ne öksürdüm kaç saattir,
ne elimi başıma götürdüm!..
hoş geldin sevgilim,
hoş geldin!..
rengim yerine geldi benim,
yanağım allandı...
göğsüm genişledi valla,
gözüm aydınlandı!..

Mahmut Turan