SENİ SEVDİĞİM GÜN

seni sevdiğim gün fark etmiştim,

evimizin ne güzel bir yerde olduğunu...

mavinin ne güzel bir renk olduğunu mesela,

yağmurun ne güzel yağdığını,

annemin ne güzel güldüğünü...

Zeki Müren'in ne güzel söylediğini,

Ümit Yaşar'ın ne güzel yazdığını...

kanepemizin ne güzel desenlerini sonra,

kedimizin ne güzel gözlerini!..

seni sevdiğim gün fark etmiştim,

ne kadar çirkin olduğumu...

yüzümdeki çillerin ne kadar fazla olduğunu mesela,

sivilcelerimin ne kadar iğrenç durduğunu...

burnumdaki eğriliği fark etmiştim üzülerek,

kepçe kulaklarımı,

büyüyen göbeğimi...

Erol Taş'ı sonra,

Kenan Evren'i,

Ceyar'ı...

komşunun kızı ne çirkin aman Allah'ım,

kahveci ne kaba bir adam,

Parliament ne pahalı!..

seni sevdiğim gün fark etmiştim,

sen çok şiirsin,

ben az şair!..

Mahmut Turan

ÖLMESİNE

canım çok sıkılıyor sevgilim,

haydi bir oyun oynayalım...

ben tek,

sen ikimiz!..

biliyorsun,

ben hiçbir oyunu oynamam öylesine...

-nesine olacak?

-ölmesine!..

Mahmut Turan

ARKAMDA DEVRİYELER

neyin var,

anlat diyorsun...

şimdi,

beni nasıl anlatsın,

teşbihler tevriyeler?..

başımda bela var işte,

arkamda devriyeler!..

olayların arasında kalmışım,

üzerime cinayetler yığılmış...

kurt kuş beni arar,

eşkalim tüm hayvanlara dağıtılmış!..

soğuğa gelemem biliyorlar,

beni güneşte arıyorlar...

fırtınayla önümü kesip,

sisle etrafımı sarıyorlar!..

neyin var,

anlat diyorsun...

yorganım kısa geliyor,

yastığım sert...

içimde sıkıntı var işte,

etrafımda namert!..

angajman kurallarını alt üst etti,

kime sınırlarımı açtıysam...

tam da kucağında buldum kendimi,

kimden can havliyle kaçtıysam!..

gün geçmiyor ki,

içimdeki çocuk yeni bir travma yaşamasın...

gözlerim nasıl dolmasın şimdi,

gözyaşlarım nasıl boşalmasın?..

artık,

hiçbir teminat mektubu,

insanlara olan güvenimi teminat altına alamaz...

bir köşeye çekildim o yüzden,

bir köşe ki yedi yalancı bir araya gelse beni bulamaz!..

Mahmut Turan

SOKAKTAKİ SERSERİ

sokaktayım,

dolaşıyorum aylak aylak...

ne yapacağımı bilmiyorum,

kafam yine allak bullak!..

öyle bir başıma,

öyle serseri serseri...

elimde sigara,

cebimde bayram şekeri...

üstümde,

yalnızlığın yalın hali...

aklımda,

sana rastlama ihtimali...

belli mi olur,

kuş gider taşa değer,

rastlaşırız belki...

hesabım tutarsa eğer,

sana topladığım şekerlerden veririm...

tatlı yer,

tatlı konuşuruz!..

sonra,

ben sana sigara tutarım,

sen bana naneli sakız...

haberler sende olur her zamanki gibi,

hep aynı şeyler bende...

sen arka arkaya gördüklerini anlatırsın,

ben arka arkaya sigara yakarım...

seninki modern bir iletişim şekli olur,

benimki bir çeşit dumanla haberleşme... 

belki ben seni herkesin içinde öpmek isterim,

belki sen beni kendi içinde öldürürsün...

belki de sen beni herkesin içinde öpmek istersin,

belki de ben seni herkesin dışında tutarım...

herkese mermi amiyane tabirle,

sana papatya!..

aleyküm selam Mehmet abi,

her zamanki gibi işte,

ne olsun?..

Mahmut Turan

YOL

bu sabah,

yolda giderken,

büyük bir gemi çarptı bana!..

ben hafif atlattım da,

yol ağır yaralandı!..

öyle şey mi olur deme,

bal gibi de olur!..

insanın işi ters giderse,

arkadan gelen uçak da olur,

karşıdan gelen gemi de olur!..

Mahmut Turan

YASAKLI KİTAP

yasaklı bir kitap gibi yaşadım,

ben bugüne kadar...

kimse gül kurutmayı aklına getirmedi sayfalarım arasında,

herkes okuduktan sonra yakmakla alakadar!..

neden,

kimse beni bir kahve eşliğinde paylaşmaz?..

ya da neden,

kimse beni bir köy okuluna bağışlamaz?..

gazete kâğıtlarıyla üzerim örtüldü,

daha ölmedim oysa!..

sevimli bir ayraç bana çok görüldü,

köşelerimi kıvırdılar kaldıkları yerde...

ah ne iyi olurdu,

kaldıkları yer kalbim olmasa!..

neden,

kimse beni kimseye önermez?..

neden,

beni hep koltuk altlarında bekletirler?..

neden,

kimse bana raflarda yer vermeyi aklına getirmez?..

yasaklı kitap okuyanlar,

çok daha akıllı insanlardır oysa...

Mahmut Turan