17 Haziran 2018 Pazar

VURDUMDUYMAZ

ne zaman bir mekânda otursam,
hayalin hep yan masada...
sırtım terliyor oturur oturmaz,
gözlerim kamaşıyor.
güneş vurmasa da,
ışık yanmasa da!..
su bazlı bir şeyler istiyorum,
bıyıkları yeni terlemiş garsonlardan...
eski üzümlerden bahsediyorlar bana,
yeni anasonlardan...
getirin diyorum,
getirin ne varsa!..
karneye bağlanmadı ya anasını satayım,
getirin masaya ne kadar sığarsa!..
ikide bir dönüp,
hayalinin oturduğu yöne bakıyorum...
önündeki tuzluk bozuk atıyor,
ben yine bakıyorum...
profesyonel isteklerde bulunuyorum amatör sanatçılardan,
sevdiğin müzikleri peçeteye yazıyorum isim isim...
bağlama Arguvan,
ney Taksim...
gözlerim yağıyor aralıksız,
kafam esiyor...
efkarın açış konuşmasını bandrollü bir rakı yapıyor,
küfrün kurdelesini kaçak bir sigara kesiyor...
önce daramı hesaplıyorum parmak hesabıyla,
sonra netimi...
uzayda pek bir yer kaplamadığımı görünce,
kutsal bir emanet gibi korumaya çalışıyorum metanetimi...
sanma,
içtikçe güzelleşiyorum!..
içimde büyüyen kurtlarla boğuşuyorum biteviye,
dışımda gelişen olaylarla cebelleşiyorum...
yanağımdan Süveyşlik bir su süzülüyor,
ağzımdam akrostiş bir şiir damlıyor...
benim masada Nuh Tufanı,
senin masada yaprak kımıldamıyor!..
yumruğumu masaya vurup kalkıyorum,
yan masadan duymuyorsun beni...
vurdum
duymaz
seni!..



Mahmut Turan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder