26 Haziran 2018 Salı

AH KARDEŞİM

ah kardeşim!
eskiden, 
neydi o öyle...
köpekleri severdik,
kuşlara ekmek ufalardık...
dersi kaynatırdık,
öğretmeni kafalardık...
haşarıydık ama;
bir o kadar mahcup,
bir o kadar da utangaçtık.
bin adama hitap ederdik de,
bir kızın karşısında afallardık...
bizim çocukluğumuzda,
akşam ezanı gün bitimiydi...
evin reisi babaydı o zaman,
sokaklar hayatın ritmiydi...
ağzımızın bir tadı vardı. 
yavan ekmek, 
kuzu eti miydi?..
zaman eskidikçe,
yüzümüz yırtıldı zamanla...
kaç yüze bölündük sonra,
sonrası bilindik... 
bir yüzümüz yalan oldu,
bir yüzümüz yılan...
yüzleri ekşittik,
suratları astık... 
kötü şeyler işittik,
küfürler bastık...
işte böyle kardeşim!
aşağı mahallede,
iki çocuklu dul bir kadın vardı hatırlarsan.
kızı annesi bir batağa itti,
oğlan dayıya çekti...
titrek konuşmamdan belli zaten,
ben bu zamana ısınamadım...
o günlere gitmek için,
şimdi şurdan bir taksi çevirsek,
kaç yazar kardeş?
benden bir binlik çalışır,
sende ne kadar var?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder