kırk yıllık kırgınlık var üzerimde...
kırk ayak diretmiş,
kırk kök salmış her yerimde...
hangi fincan talip olur ki,
hangi kahve yorgunluğumu alır ki?..
çatı katı,
kiler,
veranda...
kırk yıllık keşke,
kırk yıllık hasret dolu...
öyle bir cezveden,
öyle boşalır mı bir anda?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder