13 Mayıs 2017 Cumartesi

ANNE

sen,
zifiri karanlığımın beyaz saçlı kadını...
utanıyorum şu an bak,
anarken bile adını...
aklınca bir mert,
fikrimce bir dert doğurdun sen...
içine atmasan,
toplasan şu kırıklarını,
önüme koca bir dağ yığardın sen...
ben düştüm,
sen kaldırdın...
iflah olmaz derdim için,
yüzündeki gülüşleri aldırdın...
yükseklere avuç açtın,
alçaklarımı doldurdun...
zaman zaman dağıldım ben,
saçınla topladın sen...
her rüzgârda açıldım ben,
kanadınla kapladın sen...
ufak tefek bir hiçtim aslında.
benden,
bir adam hesapladın sen...
sen beni herkesten çok,
ben seni çoğundan az sevdim anne...
ergendim,
aklımı aklından çok sevdim mesela...
dengesiz dönemlerimde,
kafa dengi arkadaşlarımı senden çok sevdim...
bir kerecik öptü diye,
sevgilimi senden kat kat fazla sevdim...
evlendim karımı,
çocuklarım oldu,
kızı da oğlanı da senden çok sevdim...
bağışla beni çileli annem,

nankörlüğüm boyumu aşar...
evlat işte,
böyle de hayırsız yaşar...
ne kadar da cahilmişim!
şimdi şimdi anlıyorum kıymetini,
bir ömür dolu zahmetini...
hakkını helal et ne olur anne,
pişmanlık ile çok yaptık gıybetini!..
kendine güzeldir tabi,
herkesin kendi annesi...
jüriye de nesi!
ben yaşadıkça,
sensin her yılın annesi...



Mahmut Turan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder