28 Nisan 2020 Salı

ÜÇ GÜNLÜK YAS

ben ne zaman,
seni gözümde canlandırsam,
kendimi öldürüyorum her seferinde!..
kalbim üç günlük yas ilan ediyor üç günlük dünyada,
perdeler yarıya iniyor gözlerimde!..
keskin bir bıçak,
kesilmiş bir kurbanın üzerinde nasıl duruyorsa...
adını koyamadığım bir ağırlık,
aynen öyle duruyor üzerimde!..
yok yok,
kesinlikle bu böyle olmamalıydı!..
bu ağız kafayı değil şimdi,
ağız burun yemeliydi!..
tek derdim,
büyüyen göbeğim,
saçlarıma düşen aklar olmalıydı!..
eciş bücüş yaptığın sıkma köftelere,
canım sıkılmalıydı bir tek!..
çayı çökmeden doldurman tadımı kaçırmalıydı en fazla,
ya da bir türlü tam pişiremediğin biftek!..
böyle,
şehirler değil...
böyle,
insanlar hiç değil!..
mesela,
sen hamileyken bizim kıza...
ikimiz aynı kanepede otururken,
sadece bir yastık girmeliydi aramıza!..
o da,
sırf sen rahat edesin diye...
yoksa,
yani yoksa...
kıskanç ve sinirli bir adamım ben biliyorsun,
o yastığın ağzını yırtardım,
camdan aşağı atardım!..
ya da,
ne bileyim işte...
hamilelik sırasında çok kilo almışsın,
böyle yüz kilo falan olmuşsun...
öyle ki,
götünü yerden kaldıramıyorsun!..
işte o halini ilk ben görmeliydim,
işte o haline ilk ben gülmeliydim!..
tüm bu saydıklarım,
sadece bir tezden ibaret sevgilim,
yıllar önce çürümüş bir tezden!..
sen yine de,
kimseye bahsetme olur mu?
ben şimdiye kadar,
anneme bile hiç bahsetmedim ikimizden!..

Mahmut Turan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder